27

68.1K 3.9K 823
                                    

Kendimi tutamayıp bu saatte bölüm yazdımmm. Çokça yorum ve vote atın bu garibanı sevindirin lütfenn.

Bol düşmeli bölümler ;))

Keki fırına koyarken mutfağa giren  Aykut "Mis gibi kokular geliyor ne yapıyorsun?" diye konuştu. Güneş yaptığı şeyden dolayı ona trip atmaya karar verdiği için cevap vermeyerek diğer işlerine odaklandı. Normalde tek başına yaşadığı bu evde bir süredir dayısıyla kalıyordu. Gittikleri yemeğin ertesi günü adam eşyalarını toplayıp evine çökmüştü. Gitten de anlamıyordu ne yüzsüz bir dayıydı bu ya?

" Niye cevap vermiyorsun kızım?"

Kız içinden sabır çekerken daha bu sabah yaptığı kurabiyelere eline uzatmasıyla bir tane vurdu. 

"YEME!"

Yeğeninin karın ağrısını anlamaya çalışan Aykut "Tövbe tövbe," diye homurdandı. "Ne oluyor yeğenim sana her gün yiyorum işte yaptıklarından?"Geriye dönüp dayısıyla göz göze gelen kız kollarını göğsünde bağlayıp gıcık bir gülümseme ile suratına baktı.

"Bugün yeme çünkü senin için yapmadım."

"Bak seeen kimin içinmiş?"

"Sevgilim gelecek bize bulaşma," dediğinde eş zamanlı olarak zil çalmış sırıtarak "Geldi bile," deyip dayısının yanından geçerek kapıyı açmaya koşmuştu. Aykut ise sinirden kuduruyordu. Resmen dayılığı ayaklar altındaydı. Arsız yeğeni gözüne soka soka ilişkisini yaşıyordu.

"Hoş geldin."

Hülyalı sesle konulurken Yusuf'u baştan aşağı süzmüş değiştirdiği kıyafetleriyle daha yakışıklın göründüğüne kanaat etmişti. 

"Hoş buldum."

Kızın kafasına bir öpücük bırakıp elinde tuttuğu saksıyı kıza uzatta. Mor renkli sardunyalara gülümseyerek baktığında adamın söyledikleriyle gülümsedi.

"Yaşatmak uğruna yaşarken dalından koparılmışı almak istemedim."

Çapkın bir gülüşle devam etti.

"Güneşi çok seviyormuş, tıpkı benim gibi."

Güneş'in dizlerindeki yaralar henüz geçmeden bir yenisi ekleniyordu. Bu adam kesinlikle akıllara zarardı.

"Yusuf," diye eriyen bir sesle konuştuğunda aynı tonda "Güzelim," karşılığını almış ardından yanağına değen dudaklarla kıkırdamıştı. Ancak mutluluğu uzun sürmedi çünkü karabasan dayısı musallat olma peşindeydi yine.

"Höst ulan höst!" Birkaç hızlı adım sesi duyuldu.

"Sana yeğenime yaklaşma demedim mi oğlum ben?"

Yusuf pis pis sırıtarak omuz silkti. "Bilmem dedi mi Güneş'im?"

Kız da oyuna ayak uydurarak dudak büktü. "Bilmiyorum ki sevgilim neyse gel biz seninle mutfağa geçelim," diyerek saksıyı göğsüne yasladı ve eline uzanarak onu çekiştirdi. Dayısının bağırmalarını duymazdan gelerek mutfağa geçtiklerinde saksıyı pencerenin önüne yerleştirdi. Kokusunu içine çekip mest olurken adamın kendini tepkilerini izleyip mest olduğundan bir haberdi.

"Çok güzeller teşekkür ederim."

"Senin kadar değil güzelim."

Güneş mutfak kapısını kontrol edip dudaklarına hızlı bir öpücük bırakarak geri çekilmeye yeltendi. Ama Yusuf'un beline koyduğu eli buna engel oldu. O küçük öpücüğün kendine yetmediğini belli ederek kıza eğilmişti ki Güneş ellerini çözerek kurtuldu. Dayısına ikinci kez yakalanmak istediğini sanmıyordu.

ÇEVİKÇİ BEY | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin