|4| Çok Şehvetliydi O Belki Ama Tertemizdi

18.4K 1.9K 905
                                        

Merhabalar!!
Her attığım yb otuz okunma olmadan yb atmayacağım diyorum. Ama ybler hep yirmi yedi okunmada kalıyor... neyse ben de dayanamayıp atıyorum işte-

Oylarınız çok değerli fakat asla yorumlarınız kadar değil. Yorumlara aşık olduğumu söylemiş miydim?

İyi okumalar <33

•••

Jeongguk

Sonbaharın getirdiği durgunluk üstümden tek bir gün dahi eksilmezken ben, artık eskimiş defter yapraklarına irislerimi koyulaştıran, boğazımı yakan, kalbimin sızısı olan adamın detaylarını işliyordum. Yeminler olsun her kalemi hareket ettirişimde parmaklarım titrerdi, sık fakat ufak kavisli çizgiler oluşuyor, bir tek onu çizerken böyle olduğundan gözüme bu kadar değerli geliyordu. Korkularımı, günlük hayatımı yansıttığım bu yıpranmış defterin son yirmi-yirmi beş yaprağı artık onun kusursuz çehrelerine zemin oluyordu. Ben kaç aydır veya kaç yıldır çiziyordum belirtisizdir fakat ben tam iki yüz on iki gündür adını ağzıma alsam dilim yanacak kadar hayal ötesi olan bedeni bu yapraklara bahşediyordum. Şu hayatta aldığım en güzel hediye milyon dolarlar olsa şu yapraklara verdiğim hediye kadar değerli olmazdı. Onlar şanslıydı. Ben tanrının yarattığına inanmadığım bedeni bu yapraklara kusurlu bir şekilde çizerken bu sayfalar o kadar şanslıydı ki...

Herkes görürdü onu belki ama kimse benim kadar güzel göremezdi. Kimse benim kadar tutkun olamazdı o adama. Yemin ederim irislerim her irislerine değdiğinde boğazımda uzun süre geçmeyecek ağır bir yumru oluşur, nutkum tutulur, kulaklarım bir tek onun kalbime ağrı olan koyu tonlu sesine açık olur, boğazım kururdu. Damağımdaki kuruluk yutkunmamı dahada zorlaştırırdı yetmez gibi, ki o an bunu takmak bile son derece abartı olurdu, kasıklarımda ufak sızılar baş gösterir koyu tonu kulaklarıma ulaşır ulaşmaz bacaklarım sıkıca birbirine kapanırdı. O bunu farkeder miydi bilmem lakin gözlerine baka baka bunu yapmaktan çekinmezdim. Ben, kasıklarımdaki en ufak dokunuşuna muhtaç bir oğlan olarak ona karşı bunları göstermekten çekinmezdim fakat o gelse bana çekerdim kendimi. Daha kendine dokunamamış hasarlı bir çocuk olarak bir başkasına, o bir başkasından daha yüksekte olsa dahi, cinsel anlamda yaklaşmak tahminimce krize bile sokabilirdi beni.

Cinsel bir çekime karşı kendimi hemen çekerdim ben. Ben ona bedenimi veremezdim. Ben ona en muhtaç anlarımı değil sırlarımı verebilirdim sadece. Ben ona, en mahremiyetimi sunamazdım ama onun sayesinde oluşan hızlı kalp çarpıntılarımı verebilirdim. En çok istediklerimi, beynimi işgal eden isteklerimi veremezdim. Muhtaçlık akan çığlıklarımı değil sevgi dolu kelimelerimi seve seve ona verebilir, karşılığını da isterdim.

Ben Taehyung'a sadece sevgimi verebilirdim. Benim kalbim kapkaranlıktı. Tozluydu, küflüydü, bir okyanus kadar derin, bir kuyu kadar karanlık ve bir boşluk kadar bilinmezdi. Çok çığlık vardı orada. Çok bağırış, çok ses, çok gürültü, çok karanlık, çok toz, çok yara, çok kan... kötü olan her şey oradaydı. Benim ölü bedenim oradaydı. Çocukluk çığlıklarım oradaydı benim, kanayan gözlerim, acıyan tenim, bastırılmış ruhum oradaydı. Aklıma gelse kulaklarımı kapatmak, göz kapaklarımı yummak istediğim her kötü şey oradaydı.

Ve tertemizdi o işte. İrisler çok koyuydu bana belki ama görürdüm ben aklığını. Çok şehvetliydi o belki ama tertemizdi. Beni her gördüğünde bacaklarının titrediğine şahit olurdum. Kahveye yakın kehribar irisleri koyulaştıkça koyulaşırdı ama yıldızları barındırırdı bana bakarken. İnsanların deyimiyle kalp kıvrımlarına sahip üst dolgun dudağı dudaklarımı kurutur, tenime değse tenim kül olurdu. Sabah üniversiteye geldiğimde gözlerim ilk onu bulurdu ve gün yeni açmışken, sabah saatlerinde dudakları o kadar pembe ve ıslak olurdu ki, özellikle elinde çay dolu karton bardağı varsa, endişeyle lavaboya çıkıp kendimi sakinleştirmeye çalışırdım. Yeminler olsun bu tavırlarım takıntılık gibi gelebilirdi fakat Kim Taehyung, eğer beni bu hale getiriyorsa şayet benim hiçbir suçum yoktu.

RL | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin