Ay bu kurgu beni hem çok yoruyor, hem de çok mutlu ediyor. Yazıma odaklanmam gerekiyor fakat aklım hemencecik dağıldığı için asla odaklanamıyorum. Bu yüzden anlamlı ve uzun metinler yazmak benim için zorlaşıyor.
Her neyse.
Selamlar!!
Bu bölümde Jeongguk'un psikolojik rahatsızlığını öğreniyoruz. Ve bu kurgu tamamen bu psikolojik rahatsızlığın üzerine yazılmış bir kurgu. Bu yüzden Jeongguk'un rahatsızlığı çok önemli, tamamen bu rahatsızlık üstünden gitmeye çalışacağım. Tabii ki ilk bölümlerde buna çok yer yok. Ana karakterlerimiz bir ilişki içine girdiklerine tamamen bunun üzerinden gitmeye çalışacağım.
Jeongguk'un tedavi sürecini ve Taegguk'un zarif ilişkisini okumaya girmiş bulunmaktasınız.
İyi okumalar <3
6 Ekim
Günler hatırlamakta zorluk çekeceğim kadar hızlı geçiyordu. Ne ara cumartesi gününden çarşamba gününe varmıştık, gerçekten hiçbir fikrim yoktu. Sanırım bunun sebebi günlük hayatımın her zaman aynı olmasıydı. Sabahın köründe kalkıp üniversiteye ilk giren kişilerden olmak, uzun ders aralarında sadece yemekhanede oturup bir şeyler içmek, üniversite çıkışında direkt eve gidip öylece uzanmak artık beni boğuyordu. Öyleki eve gelmemek için türlü seçeneklere başvurasım vardı. Fakat bir profesör olarak ev hayatımda bile işlerim yoğun oluyordu. Özellikle son sınıf öğrenciler için çok uğraş sarfediyordum.
"Blok ders yapalım, sonra da dersiniz yok çıkarsınız direkt." Dediğimde koca amfide tek çıt çıkmamıştı. Üçüncü sınıflaraydı dersim ve ara boşluğu tamamen atıp kırk dakikalık dersi işlemeye karar vermiştim. Daha fazla anlatmaya hazır hissediyordum, ara verirsem bıkkınlık geleceğini hissediyordum. Onlar da öyle düşünüyorlardı ki ses çıkarmamışlardı.
Ben blok derse başlarken amfinin en köşesinde oturan Jeongguk'un gizliden gizliye defterine bir şeyler karaladığını farkettim. Sırtını duvara vermiş yan bir şekilde oturuyordu. Dalgalı, uzun saçları elmacık kemiklerine dek dökülürken birkaç tutamlarını ittirdiğini görmüştüm. Üstünde siyah kot ceketi, birkaç deliği bulunan beyaz bol tişörtü ve altında yine vazgeçilmezi olan siyah yırtık kotlarından vardı. Lisede peşinde binlerce kız olduğuna o kadar emindim ki... o herkesin hayallerindeki sert erkek arkadaştı. Benim gözümde ise... benim gözümde bir çok yeri vardı, hayallerimde doğrusu.
Sanki gizli bir şey yapıyormuş gibiydi defterine bir şeyler karalarken. Masanın üstündeki eliyle tuttuğu orta büyüklükteki defterine bir şeyler karalıyordu ve gerçekten gizlice yapıyor gibiydi. Dudakları sürekli birbirine baskı yapıyor, yanağındaki minik derin çukuru ortaya çıkarıyordu. Gözleri etrafta hızla dolaşıp geri defterine dönüyordu. Onu farkettiğimi belli etmemek için dersi rahatlıkla anlatmaya devam ediyordum, gözlerim tahtadaydı. Gözlerim birkaç kez ona değerken uyluğumda dolaşan gözlerini farkettim. Kaşlarım çatılırken o uyluklarımı süzüp yeniden defterine döndü. Onu izlediğimi farketmesin diye tahtaya geri yüzümü döndüm, arka bedenim gözler önündeydi. Bakışlarını üstümde hissetmemek aptallık olurdu.
Dersi anlatmaya kesintisiz devam ederken başımı yan çevirip gözlerimi ona diktim. Tam o anda bedenimdeki bakışlarını yakaladım. İrisleri korkuyla irislerime tutunurken burnumdan soluyup pozisyonumu bozmadan ona arkamı döndüm, çizmesi için izin verdim.
Bir iki dakikadan sonra bedenimi amfiye doğru dönüp masamın önündeki sandalyeyi çektim tahtanın önüne. Üzerimdeki tedirgin bakışlara karşılık vermedim. Sandalyeye oturup masanın üstündeki dizüstü bilgisayarı üst üste attığım bacaklarımın üstüne koydum. Bilgisayarı tahtaya bağlayıp açtığım konuşmayı öğrencilerin dinlemesini söyledim. Dirseğimi sandalyenin koluna yerleştirip öğrencilerle birlikte konuşmayı dinlemeye başladığımda onun benim şu anki pozisyonumu çizdiğini biliyordum. İzin vermiştim ona, resmen bedenimi ona sunmuştum ve o utansa dahi çiziyordu. Üzerimdeki bakışları o kadar keskindiki etkilenmemek, hissetmemek fazla zordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RL | Taekook
Teen FictionPsikoloji alanı okuyan Jeon Jeongguk, proje ödevinde genç profesörüne psikolojik rahatsızlığını anlatmıştı. Bunun sonuçlarının onu hiç tahmin etmeyeceği kadar derin bir ilişkiye sürükleyeceğinden habersizdi. ••• Aşkımı hissettireceğim sana, Karanlığ...