Selamlarr
Bu ficin çifti aşklarını birbirinden saklamayacak. Tabii ki ilk bölümlerde çat diye söyleyecek değiller, sadece ikiside farkındalar fakat bazı durumlardan dolayı görmezden geliyorlar.
İki karakterin de aşkını en ince ayrıntısına kadar işlemeye çalıştım. Özellikle Taehyung'un zarif sevgisini kelimelere düzgünce dökmek için çok çabaladım.
!!!!!Ayrıca Dediğim gibi çok fazla detaylara sızmaya çalıştığım için mantık hataları çokça olacaktır. Mantık hatası gördüğünüz yerde belirtmeniz beni çok mutlu eder.
Ve lütfen, rica ediyorum metinler uzun diye geçmeyin... bu bölüm çok önemli olduğu için Taehyung'un sevgisini ve hayatını, düşünce tarzını yansıtmak için çok çabaladım. Emin olun okumaya değer.
İyi okumalar<3
•••
Hayat benim için zevk alınılarak sürdürülmesi gereken bir süreçti. Bu hayattan sonra yeni bir hayata döneceğime inanırdım hep. Geçen kırda gittiğim falcıda geçmiş hayatımı görmek istemiştim. Fakat öyle ki ruhumun dünyaya, bu evrene ilk defa geldiğini öğrenmiştim. Kimse benim ilk defa bu hayata geldiğimi düşünmezdi. Okumayı çok sevdiğimden olsa gerek bilgin bir kişiliğim vardı. Okumayı severdim, şarkılar söylemeyi, enstrümanlar çalmayı, oturduğum sandalyenin karşısındaki boş sandalyede onu düşleyerek zaman geçirmeyi severdim.
Yirmi dokuz güz geçirdiğim hayatımda hep sönüklükle ilerlemiştim. Arkadaş ortamlarını sevmez, yirmilerimden kalma arkadaşlarımla arada bir görüşürdüm. Her duruma mantıksal yaklaşırdım, hiçbir zaman duygusal bir adam olmamıştım. Aile kavramını bilmez, sevgi içeren duygulara pek dokunmazdım. Sıkıcıydım, çoğu arkadaşım bu yüzden aramıza mesafeler koymuştu. Sıkıcıdan kastları neydi bilmezdim. Onlar için eğlenceli, komik insan toplulukları sadece abartıya kaçan mizahlar, gereksiz kahkahalar ve gereksiz davranışlardan ibaretti. Benim için eğlence kavramı, sevdiğim tek tük insanlarla gecenin bir yarısına kadar derin sohbetler etmek, beraber bilim/kurgu, aksiyon filmleri izleyip gereken yerde kahkaha basmak, gereken yerde ufak tatlı tartışmalara girmekti. Abartının benim hayatımda yeri yoktu.
Bir yıl öncesine kadar bu davranışlarım, hayata karşı yaklaşımlarım bu şekildeydi.
Yirmi dokuz yıllık hayatımda hiç kimseye yenilmemiştim ben. Daha dört yaşındayken, hayata bakış açım ortaya çıkarken, konuşmaya daha tamamen alışamamışken kendimi bir çocuk yurdunda bulmuştum. Benim gibi olan çocuklar bana iyi mi davranmıştı, kötü mü davranmıştı hatırlamazdım lakin tek bir bildiğim vardı ki ben hiçbir zaman çocukluğumu yaşayamamıştım. Daha yeni konuşmaya alışmış bir çocuk nasıl yurda bırakılırdı da, hiç tanımadığı bir ortamda nasıl çocukluğunu yaşayabilirdi? Benim elimden çocukluğumu almışlardı.
Hatırladığım çocukluk dönemlerinde kimseye yenilmemiştim. Bana el kaldırmaya çalışan yurt görevlilerinden bir türlü kurtulmuş, kendime dokundurtmamıştım. Ortaokulda çok arkadaşım olmamıştı, hocalarım çok bağırmıştı belki bana ama haklı olduklarında ses çıkarmamıştım. Yaramaz bir çocuktum. Dersleri çok sevmez, bana bulaşana bulaşırdım. Bu yaramazlığımın aksine sessizliği, sakinliği severdim her zaman. Ses kirliliğinden nefret ederdim.
Lisede çok arkadaşım olmuştu. Yaptığım ufak hatalar, yediğim kazıklar, sırtımdaki ufak mecazi bıçak izleri hala dururdu. Hatalarımı unutmaz, dersimi alırdım. Kazıkları unutmaz, insanlara daha temkinli yaklaşırdım. Sırtımdan bıçaklandığım ufak anlar hayatıma etki ettiğinden izleri dururdu. Bunlar önemli değildi, artık yetişkindim ve neyin ne olduğunu, neye nasıl yaklaşmam gerektiğini bilebiliyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RL | Taekook
Teen FictionPsikoloji alanı okuyan Jeon Jeongguk, proje ödevinde genç profesörüne psikolojik rahatsızlığını anlatmıştı. Bunun sonuçlarının onu hiç tahmin etmeyeceği kadar derin bir ilişkiye sürükleyeceğinden habersizdi. ••• Aşkımı hissettireceğim sana, Karanlığ...