# Yeni hikayeme merhaba deyiiin. Bu kısa hikayemde biraz daha nahif, masum bir konu işlemeye karar verdim. Aksiyon, koşturma olmayan nadir kurgularımdan olacak. Siz de beğenirsiniz umarımm. Lütfen oy ve yorumlarınızla yanımda olmayı ihmal etmeyin :')))
- sör karpuz #Çiçekli Pencere
1. Bölüm
"Çiçeek!"
Parmaklarımı cama değdirmeden bulutlar üzerinde gezdirmeye devam ettim. Biri ne kadar da benziyordu ejderhaya. Kuyruğunu gözüme kestirdim.
"Kızım duymuyor musun!?"
Bu bulutları da çizsem mi? Hiç gerçekleri kadar güzel olurlar mı ki? Gökyüzü öyle berrak bir mavi, bulutlar öyle pofuduk ki. Ayağımdaki pufpuflara benziyorlar. Acaba bulutların üstünde yürüsem kurbağa şeklindeki pufpuflarım gibi yumuşacıklar mıdır? Ya değillerse? Çok üzülürüm.
"Çiçek niye cevap vermiyorsun, iki saattir bağırıyorum!"
Annem pencereyle arama girince gözlerimi gökyüzünden ona çevirmek zorunda kaldım, bulutlarım bundan hiç hoşlanmayacak olsalar da.
Annem asık suratıyla tepemdeydi, yüzündeki çizgiler belirginleşmişti. Yatağımın ayak ucuna ters vaziyette uzanmış, bulutlara bakıyordum baş aşağı. Bu haldeyken beni rahatsız etmesi inanılır gibi değildi. Ama mutfakta yardım gerekince biz kızlar 112 Acil'izdir.
"Ne yapıyorsun?" dedi, sakin olmaya çalışır gibi bir hali vardı, arada bir yaşıyoruz bunu.
"Hayata pamuk ipliğiyle tutunuyorum. Bir buluttan kopardım."
En uzun buluttu gösterdiğim, ucundan çekip almıştım ipimi. Annem benimkine benzeyen gözlüklerini itti, genelde sinirlenince böyle yapıyordu. Dönüp bakmadı buluta.
"Hadi kalk, başka zaman kaldığın yerden devam edersin boş işlerine. Teyzenler geldi gelecek."
Yuvarlanarak kalktım. Sabah kalktığımda ilk iş kek yapıp kaçmıştım, bu yardımın yeterli olmasını ummuştum açıkçası. Belli ki yetmemiş.
Mutfakta annemin hummalı çalışmalarından biri daha vardı, kendisi epey bir misafir meraklısıdır. Bir de hamur işi. Dört tarafım gözlemeyle, çörekle doluydu. Altı üstü küçük teyzem ve eşi gelecekti, o kadar.
Yapacağım pek bir iş kalmamıştı aslında, annem her şeyi kotarmıştı. Müthiş bir kadındır.
Bir şeyler yapmış olmak için sofrayı kurdum, çayı demledim, salatayı, çorbayı filan karıştırdım. Teyzemler gelince de bir iki hoş sohbetten sonra ortalıktan toz oldum. Ortadan kaybolmalarıma alışıklardı.
Odama, kendi küçük sığınağıma dönünce mutlulukla bir nefes aldım. Aslında teyzemleri çok seviyorum, beni yanlış anlamayın. Anneme yardım etmeyi de severim, sinirlendirmek gibi hayat gayelerim yok.
Yalnızca, tüm dünyadan odama kaçmayı seviyorum. İnsanlarla konuşmayı seviyorum ama onlarla o kadar rahat hissedemiyorum. İç seslerimi bazen ağzımdan kaçırıyorum, bazen konudan bağımsız şeyler düşünüyorum, bazen de "Burada olmamalıyım" düşüncesinden başım ağrıyor.
Küçük resim kağıtlarımdan birini çıkarmadan önce, gün batımını izlemeye karar verip perdemi araladım. Kaçırmıştım, güneş batmış, gökyüzü onun kanıyla lekelenmişti.
Penceremin önüne bir güvercin kondu. Garip. Sonbahardayız, kuşlar o kadar enerjik olmazlar. Hareket etmemeye çalıştım ki ürkmesin. Göz göze geldik, yani sanırım, gözleri yanda olduğu için öyle düşündüm.
Gri tüylerini şöyle bir silkeledi, sonra uçtu. Ama çok yavaş. Sadece çaprazımızdaki binanın camına konacak kadar gitti. Yine göz göze gelirsek diye gülümsüyordum. Ta ki o cam açılana kadar. Zavallımın korkudan ödü kopmuş olmalı, pır diye kaçtı.
Açılan camdan iki kol çıktı, kısa kollu tişört giyilmişti, güçlü iki dirsek camın kenarına dayandı. Uzun ince parmaklar, onların bir parçası gibi görünen uzun ince, beyaz bir sigarayı nar çiçeği dudaklara götürdü ve dudaklar sigarayı tutarken de çakmağı ateşlediler. Bir nefes çektiğinde ben de çektim. Yüz kemikleri belirginleşti, gözleri kapalıydı. Kaşları çatıktı, neden?
Gözlerini açtı, ne renk olduklarını göremedim. Bir şeyler mırıldandı kendi kendine, cam kapalıydı sesini duyamadım. Etrafı izleyerek bitirdi sigarasını, daha çok aşağılara baktı, benden tarafa dönmedi hiç.
İzmariti elinde içeriye geçip cam kapandığında ben hala aynı yerdeydim. Bu onu ilk görüşümdü ve ben bunun son derece farkındaydım.
Bu hayatta herkesin bir çiçekli penceresi vardır, demişti biri. Siz de birinin çiçekli penceresisinizdir, eğer değilseniz de olacaksınızdır bir gün.
Ben çiçekli penceremi bulmuştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekli Pencere
RomanceBu hayatta herkesin bir çiçekli penceresi vardır, demişti biri. Siz de birinin çiçekli penceresisinizdir, eğer değilseniz de olacaksınızdır bir gün. Ben çiçekli penceremi bulmuştum.