52. Bölüm: "Umut Etmek Veya Mağlup Etmek."

144K 9.7K 32.9K
                                    

Multimedya:

Indila, Tourner Dans Le Vide.

Bu şarkının Hazerle çok uyumlu olduğunu düşünüyorum, o yüzden alt yazılı koydum.

Merhaba parlayanlarım <3

Bu bölüm kalbimi o kadar doldurdu ki, hemen sizlerin de okumasını istiyorum. Ve rica ediyorum oy verip paragraf aralarını yorumsuz bırakmayın olur mu?

 Ve rica ediyorum oy verip paragraf aralarını yorumsuz bırakmayın olur mu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölüm hepimiz bir yıldız bırakalım mı?✨

52. Bölüm: "UMUT ETMEK VEYA MAĞLUP ETMEK."

Umudunu, kalbinin yanında bulmuşlar. Ölü bir halde.

Hazer'in son söylediklerinden sonra etkisini gösteren sessizliği, hücrelerimin derinliğinde bile hissediyordum. Gecenin içinden bir hançer keskinliğinde geçen cümleler, anlamsız bir karmaşayı zihnimin içine bırakmıştı; beynimin içi tıpkı bir enkaz dağınıklığındaydı. Kalbim bir şeylerin yanlış gittiğiyle alakalı sinyaller vererek hızla atmaya başladığında, ayaklarım sadece zeminde değil, beynimde de yürüyormuş gibi hissederek Han'a ilerledim.

"Adem olduğunu söyleyen birisi derken? Anlamadım, başka bir Adem'den mi bahsediyoruz?"

Kafasını iki yana salladı. "Kardeşim Adem'den."

Kulaklarım bu cümleyi duymaya ikinci kez katlanamayacağı için ona ne, demedim. Gözlerimi büyüttüm ve yalnızca birkaç dakika içinde olanları mantığa oturtmaya çalıştım. Kim neden Adem olduğunu söyleyerek onu arardı ki? Adem henüz küçük bir çocukken talihsiz şekile ölmüştü. Çok nadiren hissettiğim bir öfkeyle göğsümün yanmaya başladığını fark edip endişeyle ona doğru ilerledim. "Tanrım! Arayan Adem olduğunu mu söyledi sahiden? Kim böyle kötü bir şaka yapmaya kalkışır ki? Ne kadar adice!"

Leo, elini bıraktığım için arkamızda kalıp onu sürükleyen anlamsız sessizliği anlamaya çalışırken, az önce zaten ona dokunan ellerimi tekrardan kalbinin üzerine koydum. Anlamam için gözlerini görmem gerekirdi, gördüm. Bakışları kırgınlığı ve öfkesiyle doluydu, doğrudan ileriye odaklanmıştı. "Bir şaka değil," dediğinde neler olduğunu anlamakta güçlük çekerek kaşlarımı kaldırdım. "Bir oyun," dedi.

"Ne?"

Bakışları dağıldı ve odağından ayrılıp benim yüzüme çıktı. Yanakları kızarmıştı, yüzünde kaygı verici bir hayal kırıklığı vardı. Elimi, iyi hissetmesi için kalbine biraz daha bastırdığımda, göğsünün keskin hızını farkına vardım. "Tepkim sence yeterince iyi miydi? Yeterince şaşkın görünüyor muydum sence?"

Az önceden mi bahsediyordu? Doğrusu o şu an tamamen neyden bahsediyordu? Dudaklarımı iki kere açıp kapattım, başımı salladım. "Evet, az önce çok şaşkın... Korkmuş görünüyordun."

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin