Ben Asenath. Prens Seth'in biricik hizmetkarı. Bir Firavun olduğunda, uğruma kendi kız kardeşini öldürdü.
Ben Asenath. Canı beş para etmez bir köleyken, Mısır'ın Kraliçesi olan Asenath.
&
Binlerce yılın sonunda lahiti ilk kez aralayan kişi olma ş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merhaba ballı çöreklerim şgşgşı mükemmel giriş... Umarım iyisinizdir ve her şey yolundadır( ˘ ³˘)♥
Lütfen VOTE vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Beni yeni bölümlere motive eden tek şey, sizlerle iletişim halinde olmak.
Ve eğer Tarihi Kurgu seviyorsanız, sizi İki Yangın Arasında isimli hikayeme de bekliyorum;) ve tabii Fatih Sultan Mehmet de♡
Horus'un boğazından hırıltı eşliğinde dökülen kelimeler, benim bile kanımın çekilmesine neden olurken Nour'un neden titremediğini, yerlere kapanarak af dilemediğini merak etsem de bunu yüzüme yansıtmadım. Nour'un bakışlarında şaşkınlık ve korku vardı evet, fakat konuştuğunda ses tonunda bunlardan herhangi bir eserin olmadığı açıktı.
"Hayatım boyunca bu ikisini görmedim." dedi sakin bir tonla "Bana inanmak yerine kimin satın aldığını hepimizin bildiği kölelerin sözlerine mi itibar edeceksiniz?"
Horus vahşi bir gülümseme sundu "Kölelerle ne denli büyük sorunlarının olduğunu en iyi ben biliyorum Nour, nefretinle bizzat yüzleşmek zorunda kaldığım zamanlar olmuştu."
"Olayı kişiselleştirmeye gerek yok Horus, biz aynı taraftayız."
"Ben." dedi Horus kısık bir sesle "Kendi tarafımdayım ve Prens Seth'in emrindeyim."
"Hata yapıyorsun."
"İhanetin er ya da geç su yüzüne çıkması gibi bir zorunluluğu vardır sevgili Vezir." dedim herkesin duyabileceğinden emin olduğum bir ses tonuyla ve Nour'un gözlerinde aniden nefretin parıltıları belirdi, elinde olsaydı üzerime atlayacağını ve dahası beni buraya diri diri gömeceğini biliyordum, fakat oyundan itilmişti işte. Saraya ilk girdiğim gün, Seth'i öldürmemi düşleyerek benim odasına girebilmem için uygun bir zemin ayarlayan bu adam, artık ihaneti ile yüzleşmek zorundaydı ve kazanan ben olacaktım.
"Asenath." dedi boğulan bir adam edasıyla, adım onun dudakları arasından tiksintiyle dökülmüştü ve bu beni gülümsetti.
"Prens Seth gelinceye kadar sessiz kalabilirsin." dedim onun sözlerine devam etmesine izin vermeyerek "O zamana kadarsa-"
Vezir Nour'un her zaman güvendiği ve kısa sürede oğlu gibi gördüğü Adom saniyeler içinde yanımda belirmişti. Nour'un gözleri, ihanetin ilk acısıyla kısıldı ve Aldom'un omzuna attığım ellerime rağmen gözlerimi ona çevirmedim.
Aldom'un her zaman ve her koşulda Nour'un yanında olduğunu herkes biliyordu ve onun güvenilir bir insan oluşundan kimsenin şüphesi yoktu. Buraya geldiğinden beri herkese yardım eden, yeri geldiğinde kendi iyiliğini bile insanların iyiliğine kurban eden bu çocuğun sözlerinden kimse şüphe duymayacaktı.