ACIBADEM -DÜĞÜN-

20.4K 855 381
                                    

Selaamss!

Keyifli okumalar!

"Küçük..." Kulağımın dibinde hissettiğim mırıltıyla kıpırdanıp kafamı yastığa doğru bastırırken rahatsızca homurdandım. Başıma giren şiddetli ağrı canımı yakarken başımı sol tarafıma çevirdim. "Güzelim, uyan hadi..."

Homurdanıp sesin geldiği yöne bu sefer arkamı dönerken yorganı kafama doğru çekip yanımdaki kişinin gitmesini bekledim. Belki yorgan beni yutabilirdi.

"Minik tırtıl, uyanman gerekiyor."

Yorgan, zorlanıp üzerimden çekilirken gözlerimi az da olsa aralayıp ne olduğunu anlamaya çalıştım. Karşımda beni inceleyen kahverengi gözler fazla güzel bakarken suratımı buruşturup yeniden arkamı döndüm. Başım ağrıyordu, uykum vardı ve ben uyumak istiyordum. Uyanınca ne olacaktı?

"Uyanmazsan ölecekmişim."

Kulağımın dibinde duyduğum mırıltıyla mecbur kalıp gözlerimi yeniden aralarken somurtarak arkamı döndüm ve gülen yüzle beni izleyen adama baktım. "Neden uyumama izin vermiyorsun? Başım çatlıyor." diye mırıldanırken Araf ellerini belime sarıp kendine doğru çekti ve sırtımı göğsüne yasladı. "Dün kırk yıllık içici gibi shotları yuvarlarken iyiydi. Kalk hadi! Gitmen gereken bir okulun var."

Araf, beni azarlarken yüzümü buruşturup elimi alnıma attım ve ovalayıp ayılmaya çalıştım. Alkol alan herkesin başı böyle ağrıyor muydu?

"Ağrı kesicini hazırladım. Kahvaltını yaptıktan sonra içebilirsin." Araf, eğilip dudaklarını saçlarımın arasına bastırırken ona gülümseyip ellerimi iki yana attım ve her yanımı sarmalayan kokusunu içime çektim.

Onunla uyumayı, uyanmayı ve onunla birlikte olmayı hiç garipseyemiyordum. Sanki her zaman yanımda o vardı. Onun varlığını biliyordum.

"Kaşarlı omletin ve filtre kahven hazır. Daha fazla soğutmadan kalk hadi!" Araf, neşeli neşeli bana cıvıldarken huzursuzlanmayı bir kenara bırakıp dirseğimin üzerinde doğruldum ve etrafa bakındım. Açık pencereden kendi odama doğru bakarken her şeyin net ve gayet açık bir şekilde gözlemlendiğini gördüm.

Tanrım, Araf beni tamamen görmüştü!

O anları göz önüne getirmemeye çalışırken ayaklarımı yataktan sarkıttım ve indim. Şu an kendimi utandırmam ne bana ne de Araf'a yarar sağlayacaktı. En iyisi, hiçbir şey olmamış gibi davranmam ve birlikte geçirdiğimiz son dolu günün keyfini çıkarmaktı.

"Kıyafetlerini kontrol ettim, kurumuş. Kahvaltıdan sonra üzerini değiştirirsin. Sen hazırlandıktan sonra da Yasemin'in yanından geliyormuş gibi davranıp eve döner ve okuluna hazırlanırsın. Hazırlandıktan sonra ben de işe gitmek için çıkarım ve seni okuluna bırakırım. Nasıl fikir?" Araf, her şeyi planlamışken ona olumlu mırıltılar çıkarıp peşinden ilerledim. Onunla birlikte aşağı inip mutfağa girerken hâlâ tezgahın üzerinde duran yarım içki şişesi ve kirli shot bardağı dikkatimi çekti.

Onları orada görmek dün geceyi aklıma getirmezken sarhoşken nasıl davrandığımı fazlasıyla merak ettim. Filmlerdeki gibi cozutmuş muydum mesela? Araf'a olan devasa sevdamı dile dökmüş müydüm?

"Sarhoş Nehir nasıldı?" Bir anda ortaya bıraktığım soru Araf'ı duraksatırken yerimde merakla kıpırdandım. Dün geceye dair hiçbir şey hatırlamıyordum ve gerçekten nasıl olduğumu merak ediyordum. Bence her insan ilk sarhoşluğunu hatırlamak isterdi. Nasıl sarhoş olduğumu hatırlamak istiyordum. Fazla mı cozutmuştum yoksa sızıp kalmış mıydım? "Yani, ben hiçbir şey hatırlamıyorum ve başına dert olup olmadığımı bilmek istiyorum. İlk kez içtim. Bundan sonra içmeli miyim yoksa içmemeli miyim?" derken şirince sırıttım.

ACIBADEM -ASKIYA ALINDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin