beş

1.9K 262 910
                                    







"ernst..." macellan parlak göz bebekleriyle masanın üzerine koyduğu gazeteyi titrek parmak uçlarıyla elijah'a gösteriyordu. "bu hangi harf?" derken heyecandan sesi titriyordu.

"a." macellan'ın kirli tırnaklarını sertçe bastırdığı gazete kupürü, elinin altında buruşurken heyecanla ona yaklaştırdığı yüzü umutla parlıyordu. onunla beraber elijah'ın çevresinde toplanmış diğer on kişi de en az macellan kadar heyecanlıydı.

"ernst!" kalabalığın içinden birinin ona seslenmesiyle elijah o tarafa döndü. "kâğıda benim ismimi yazar mısın?"

"araya girme." tehdit dolu bakışlarını elijah'a seslenen bedene yöneltti. "önce benimkini yazacak." tekrar elijah'a döndüğünde eski neşesine dönmesi uzun sürmemişti. "bu hangi harf?"

bir bacağını kendisine çekip macellan'ın gösterdiği yere baktı. "u." macellan, hangi harfi gösterdiğini bile bilmeden büyük bir şaşkınlıkla elijah'a bakıyordu.

"bu?" elijah harfi söyledi. "bu?" tekrar... "ama az önce de a demiştin?"

"o da a harfiydi."

"yalancısın sen."

elijah, yanıt vermeyerek sırtını duvara verdi. kupürdeki haberleri bunu macellan'a belli etmeden okurken yüzünde sade bir ifade vardı. versay yürürlükten kalktı, hitler almanya'sı kalkınıyor, ekonomide devrim, yaşa hitler! bu haber gazetelerdeki ilk yerini aldığında elijah, sobanın başında kız kardeşine eski masallar okuyordu. ailesi şu an ne yapıyordu? onların da gözünün önünde biri öldürülmüş müydü yoksa hâlâ dünyayı çiftlikteki gibi mi zannediyorlardı?

"herkes dağılsın." macellan ayağa kalktı ve etraftaki kalabalığı dağıtmaya çalıştı. "dağılın, dedim. jean, bana öyle bakma, kenara çekil." masanın etrafını boşaltıp yemekhanede yürümeye devam ettiğinde masada bir tek elijah kalmıştı.

macellan dağıttığı kalabalıktan yalnızca birkaç saniye sonra elinde katlanmış bir kâğıtla geri geldi ve elijah'ın yanına oturdu. otururken bel ağrısından dolayı belli belirsiz inlemiş olsa da elijah bunu umursamamıştı. "köyde," dedi belini tutarken pürüzlü bir sesle. "...william diye bir adam var. annem her iki ayda bir william'a mektup yazdırıyor ama şu ana kadar bir kez okuma fırsatım oldu. okutma, yani." mahcup bir yüzle elindeki kâğıdı elijah'a uzattı. "eğer," dedi kısık bir sesle. "...çok yorgun değilsen..."

elijah, macellan'ın ona uzattığı mektubu aldı. dörde katlanmış kâğıdı nazikçe açarken eğik bir el yazısıyla tane tane sıralanmış cümlelerden ilkini okudu. "sevgili macellan."

macellan gözlerini irileştirerek yüzünü elijah'a yaklaştırdığında kirli yanakları küçük bir mutlulukla kızarmıştı. elijah, başını geri çekip okumaya devam edecekken macellan, başıyla mektupta yazılanları kapatmış ve elijah'a minnettar bir yüzle bakmıştı. "çekilsene."

"ernst, hannah berlin'de beni beklemiyor olsaydı ileride karım olmanı çok isterdim." dedi macellan ağlar gibi bakıp. "istediğin her yaranı iyileştirebilirim. iyileşecek yaran yoksa kolunu kırabilirsin, açık ameliyat yapıp kemiklerini birleştirebilirim."

yüzünü buruşturdu. "teşekkür ederim."

macellan başını geri çekti. yutkunarak kâğıda baktığında "sevgili macellan nerede yazıyor?" diye sordu. elijah, parmak ucuyla ilk cümleyi gösterdi. "hangisi macellan?" elijah, tekrar gösterdiğinde macellan eliyle o kelimeyi takip etmişti. "bu m harfi mi?"

macellan'ın parmağını biraz daha ileriye götürüp "burası m harfi." dedi. "eğer senin gösterdiğin kadar olsaydı n diye okurdun."

"o zaman," macellan kâğıtta, başka bir cümlede başka bir harf gösterdi. "...bu n harfi mi?"

kangrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin