Tanışmak tesadüftür, arkadaşIık seçim, ama aşk tamamen kaderdir.

Start from the beginning
                                    

Müdür nöbetçi öğrenciye 'Kim Seok Jin' adında birisini çağırmasını söylemişti. Ve sanırım şuan kapıdan giren mor saçlı yaklaşık 1.70 boylarında olduğunu var saydığım yakışıklı (yada güzel mi demeliydim?) o oluyordu. "Beni çağırmışsınız" müdür onaylarcasına kafasını salladı ve beni göstererek konuşmaya başladı "Yeni nakil öğrencimiz, seninle aynı sınıfta. Okul hakkında bilgilendirmen için seni çağırdım."

Jin bana bakıp gülümsedi "Merhaba ben okul başkanı Kim SeokJin" bende aynı şekilde tebessümle yanıt verdim "Merhaba bende Kim Taehyung, memnun oldum" kısa çaplı tanışmamız bittikten sonra bana okul hakkında bilgi vermesi için müdürün odasından çıktık.

Yaklaşık yarım saat içinde bana spor salonunu, kantini, resim sınıfını, hatta konferans salonuna kadar her yeri göstermişti. Şimdi ise sınıfa gelmiştik. Sadece tek bir boş yer olduğu için -ki bu benim işime geliyordu- en arka sıraya oturmuş hocanın gelmesini bekliyordum.

Çantamdan çıkardığım eskiz defterine bir şeyler karalıyordum ki sınıfın kapısının açılmasıyla dikkatimi oraya verdim. Kapıdan saçları pamuk şekeri andıran kısa boylu fakat iyi bir fiziği olan tatlı bir erkek girmişti. Yanlış anlamayın oldum olası tatlı şeylere ilgim vardı.

Daha yarım saat önce tanıştığım Kim SeokJin ile konuşmaya başladığında farketmeden eskiz defterime onun resmini çizmeye başladığımı farkettim. Ben böyleydim işte bazen ne yaptığımı ben bile farketmiyor, anlamıyordum.

Ders bittiğinde susadığımı farkedip çantamdan cüzdanımı aldım ve en alt katta olduğunu öğrendiğim kantine indim. Ders bittiği gibi çıktığım için sıra yoktu bu yüzden suyumu alıp sınıfa geri dönmem hızlı olmuştu.

Sınıfın kapısından girdiğimde tabiki sıramın başında defterime bakan bir adet pamuk şeker beklemiyordum! "Hey nabuyorsun?" gelmemi bekliyor olacak ki hiçte paniklemedi ve kafasını çizdiğim resimden kaldırıp bana baktı

"Bu ben miyim?"sahiden ne diyecektim ki? Sapık gibi tanımadığım bir insanı çizmiştim. Şuan hem şaşkın hemde sinirliydim çünkü ben resimlerine bakılmasından nefret ederdim. "Şey...Evet sanırım sensin." ne diyeceğini kestiremesemde gülümsemesini beklemiyordum "Çok güzel olmuş gerçekten yeteneklisin" beklemediğim tepkisinden dolayı afallasamda sevinmiştim.

Sonuçta insanlar gerek dış başlılığımdan gerekse beni kıskandıklarından bana iyi davranmazlardı. "Teşekkür ederim istersen bu sende kalabilir." bunu söylememle gözleri sevinçle parlamıştı "Gerçekten mi? Çok hoş olur teşekkür ederim." yüzüme tebessüm takınıp eskiz defterimdeki sayfayı yırtıp ona uzattım.

"Bu arada ben Kim Taehyung." elimdeki kağıdı alıp gözlerini yüzüne çevirdi. "Bende Park Jimin, tanıştığıma memnun oldum Tae." daha yeni tanışmamıza rağmen yaptığı kısaltma ilgimi çeksede ilginçki rahatsız olmamıştım. "Bende memnun oldum Chimmy" sesleniş şeklim hoşuna gitmiş olacak ki küçük bir kahkaha attı. "Chimmy mi? Hoşuma gitmedi değil." küçük bir kahkaha da ben attım.

Ne ara 10 dakika geçti hiç bir fikrim yoktu fakat teneffüs zili çalmış hatta öğretmen sınıfa girmişti. "Yanına oturabilir miyim Tae.Sanırım başka yer yok?" kafamı olumlu anlamda sallayıp duvar kenarındaki sıraya oturdum. "Tabii Chimmy" oda sıraya oturup çantasından defter ve kalem çıkardı. Ders boyunca bir daha hiç konuşmadık.

Tenefüs zili çaldığında Jin yanımıza geldi. "Taehyung bu okul hakkında sana anlatmam gereken bir şey daha var." tek kaşımı kaldırıp sordum "Dinliyorum Jin?i Jin derin bir iç çekti "Bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama bu okulun kuralları var." şimdi kafam daha çok karışmıştı her okulda kural yok muydu zaten?

Düşman Okullar | Taekook Where stories live. Discover now