Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)

[65]...kaza...

Cırt cırt sesini tanıdığımdan kadının elindeki büyük alete baktım, dikkatle koluma geçirdiğinde karnımda hissettiğim acı beni bir hız trenindeki en yüksek noktadan aşağıya fırlattı "Ahhh!", acıyla ekşiyen yüz ifademde kaşlarımda büzüştü. "Hastanın alt karın bölgesinde olası kapalı yaranın yanı sıra şok etkisi belirtileri var.", sırtımın altında bir yorgan koydu, böylelikle daha düz oturuyordum sonrasında ise bana dizlerimi karnıma çektirdi. Ben daha Hureyre'yi soramadan ambulansın kapısı kapatıldı, bu soğuk arabada en son binmek zorunda kaldığım günkü gibi yanımda bana kendimi güvende hissedebileceğim bir Hureyre yoktu. Yaslarla dolan gözlerim sürücüyü bizden ayıran cama kaydı ve yanımdaki kadının beklenmedik seslenişiyle irkildim, "Adınız nedir?" cevap verdim ve kadının çantamı açarak içerisinden cüzdanımı almasını izledim, ki sağlık kartımı (Almanya'da hastalara masrafsız bakılan sigortaya kayıtlı olanlarda bulunur) bulma amaçlı açtığı çantadan tariflerimle bulmuştu sonunda kartımı. "Sare hanım, esiniz de mutlaka getirilecektir. Neler olduğunu açıklar mısınız?". Böylelikle neler olduğunu, en azından benim gördüklerimi anlatarak arada da oğlanın kadına "Tansiyonu çok düşük, serum bağlıyorum.", dediğini duymuştum. Hasta haneye ulaştığımızda karnımda tekrar rahatsız edici bir acı hissetmiş ve bunun sebebini arabadan inerken hafif sarsıntı sanmıştım ama saniyeler sonra bir şeyi çok net ve kuşkusuz hissettim, sayısız gözyaşları süzüldü yanaklarımdan. "Ters giden bir şeyler var! Hamileyken kanamam olmaması gerekmez miydi?!".

(...)

İnsanlar filim ve dizilerde bayılma anını olabildiğince dramatik lanse ederlerdi, eğelene ve dünyasında böylesine savunmasız bir an kimi zaman sevgililerin barışmasına ve çoğu zamanda belli bir amaca ulaşılması adına bir yol gibi gösterilirdi. Öylesine bir an ki, kadının kırılganlığını ve erkeğin de kadına destek olarak onun ayağa kalkmasına yardımcı olan ve böylelikle erkeğin ve kadının birbirlerine karşı sempati duymasında büyük bir katkı olarak kullanılan bir araçtı; Ve bunun sebebi ise kadının fazlasıyla kırılgan anının kullanılmasından kaynaklıdır. Oysa baygınlık ve baygınlık hissi oldukça 'gerçek' ve ciddiye alınası, romantize edilmemesi gerekilen bir haldi. Dramaturgide ilişki değişikliğine katkıda bulunması gerekirken esasında bu durum bedenin alarm sinyallerinin çalmasıydı, tıpkı aşırı ısınarak kendiliğinden kapanan elektronik bir cihaz gibi. İnsan bedeni kemik kırıklarına dayanabilirken bundan daha önemsiz sebeplerden dolayı, mesela stres gibi duygular insanları kolayca baygınlığa ve kendilerinden geçmelerine yol açabiliyordu. Bu da demek oluyordu ki insanların görünmeyen yaraları onları o kadar şiddetli bir acıya sürüklüyordu ki beden şuurunu kaybetmek şartıyla yaşamaya devam ediyordu. Bu sebeple bu gibi bir haletin bu denli küçümsenmesi ve normalleştirilmesi korkutucuydu.

Hayatımda öyle bir noktaya gelmiştim ki, bu halde olmaktansa baygın olmayı yeğledim. Ne bana söyleneni anlamak ne de bilincimi kaybetmemeyi istiyordum. Gözlerim ateş gibi kor olmuştu, solumdaki gölgeyi feci şekilde özlemle aradım ve en kötüsü de artık neler olacağını veya ne olduğunu bilmemekti. Jinekoloğun muayene sandalyesinde tavanı izledim ve göz yaşlarımın kirpiklerimin bitimlerinden firarına göz yumdum, onlar bile beni beklemekte olan muayenenin sonucundan kaçıyorlardı. Rahatsız olduğumu belli eden hareketlerle sakin kalamadım, ta ki odada doktor hanım belirip bana daha anlayışlı bir tavırla yaklaşana dek. En azından 'büyütülecek bir şey değil' tavrını sergilemiyordu. "Sare hanım, öncelikle rahminize bakacağım sonra da CT çektirmeye göndereceğim sizi. Olağan dışı veya rahatsız edici bir his oluşursa eğer lütfen derhal söyleyin.", onaylayarak ona baktım ve doktorun soğuk ve tüylerimi ürperten jeli karnıma sıkmasını nefesimi tutarak izledim. Ardından elindeki minik cihazla karnımın üzerinde git gel yapmaya başladı, ben hareketlerini takip ederken o kanamanın nedenini bulmuştu bile. Sakin ve bir o kadar da ciddi bir ifadeyle konuştu "Bebek gayet iyi durumda, kanamanız yüksek ihtimalle stresten. Çoğu zaman hamileliğin ilk aylarında enfekte olunan hastalıklardan kaynaklı olur ve sizin de ne şartlar altında buraya getirildiğinizi göz önünde bulunduracak olursak stresten kaynaklı olan bir kanama çok olası ki ultrasonda başka bir neden görünmüyor. Emin olabilmek adına bir de CT alalım, sizin de onayınızla tabii ki, serum da o zamana dek bitmiş olur diye düşünüyorum.".