Nereye Aitim?

69 46 35
                                    

Evvet yeni bölmle sizlerleyiz. İyi okumalar😇😇😊

Egenin uykusunun geldiğini anladığımda hemen ayaklandım. Bana bakınca "Hadi ben yatmaya gidiyorum seninde uykum gelmiş zaten." dedim. Oda gülümseyerek onayladı beni.

Yukarı çıktık beraber. Ege koridorun sonundaki odaya yöneldi. Ben de arkasından gittim. Odadan içeri girdiğimizde Meriç, yatakta uyuyordu. Ege ona yönelirken ben çantamın içinden pijama çıkarıyordum. Pijamalarımı alıp banyoya girip üstümü değiştirdim. Dişlerimide fırçalayıp odaya girdim. Meriç camın önündeki berjerde oturuyordu. Hiç takmadan yatağa yattım.

Sabah gözlerimi açtığımda hâlâ aynı yerdeydi. Hiç mi uyumadı bu çocuk? Fazlada umrumda değil açıkçası. Onu takmadan banyoya gittim ve işlerimi hallettim.

Odaya geldiğimde, ayağı kalktı.

"Ben kapının önündeyim hazırlaman için 10 dakikan var. 10 dakika sonra giyinmiş yada giyinmemiş olduğun umrumda olmaz direk giderim içeri."

Bende çok abartılı bir şekilde göz devirdim. Çantamdan bir sweat ve bir tayt çıkardım. Onları giydikten sonra saçlarımı gelişi güzel tarayıp topuz yaptım. Kapıyı tam açtım önümde Meriç belirdi ve çok yakındık. Sanırım kapıyı açmak için yönelmişti.

Bu yakınlıktan dolayı kalbim çok hızlı atıyordu. Bunu yakınlıktan dolayı olduğunu düşünüp hemen geri çekildim. Ve merdivenlere yöneldim. Salona girdiğimde Ege,Kerem ve Batu bir koltukta oturmuş sohbet ediyordu. Benim geldiğimi görünce üçününde gözleri parladı resmen. Bu parlamalara  anlam veremeyen ben sanki uzaylı görmüş köylü gibi bakıyordum onlara. En sonunda Batu konuştu.

"Ömür bize kahvaltı hazırlar mısın?" şimdi belli oldu karın ağrıları.

"Oradan bakınca hizmetçi gibi mi gözüküyorum?"

"Ama Ömür eğer biz hazırlarsak zehirlenme ihtimlin yüzde seksen beş bundan dolayı hepimiz canımızı seviyoruz ve daha ölmek için çok gençiz." Aslında benimde karnım açtı ama hepsini ben yapmayacaktım herkes yardım edecekti bana Meriç Güçlü de dahil bu yardımın içine. Sinsice sırıttım.

"Tamam zaten bende açım ama bir şartım var." Üçüde aynı anada,

"Ne olursa kabul yeterki karnımız doysun." dediler. Bu uyuma kendimi tutamadan gülmeye başladım.

"Herkes bana yardım edecek. Meriç de dahil." Üçünün de gözleri büyüdü. Omzunun üstünden birisine bakıyorlardı. Tabii ki Meriç kim olucak! Bozuntuya vermeden arkamı döndüm ve meydan okurcasına bakış attım. Alayla dudakları yukarı kırıldı.

"Ben kimseye yardım etmem." dedi ve koltuğa oturdu. "Şimdi mutfağa git ve kahvaltı hazırla!" Bu sınırı aşan son damla oldu ama!

"O zaman aç kalacaksınız demek ben kendime hazırlamaya gidiyorum. Eğer sizde benimle kahvaltı yapmak istiyorsanız şu  'bay bilmişi' ikna edin gelin." dedim ve mutfağı bulmaya gittim. Dolabı açtığımda her şeyden vardı. Neyseki haftasonuları annemgil evden ererken çıktıkları için yemek kahvaltıyı ben hazırlıyorum. Ve yemekte az buçuk biliyordum.

Dolaptan;domates, biber, salatalık, yumurta,sucuk ve kahvaltılıkları çıkardım. Tavaya biraz soğan ve biber doğrayıp, içine yağ koydum. Tavayı ocağa koydum ve domatesleri rendelemeye başladım arada soğanları da karıştırıyordum.
Soğan ve biberler ölünce domatesi içine koydum ve biraz kırmızı biber attım. Artık menemenin kokusu her yere dağılıyordu. Domates doğarken izlendiğimi fark ettim. Ege,Kerem ve Batu elinden şekeri alınmış çocuklar gibi bakıyordular. Sanırım Meriç Bey ikna olmamış.

Sen ve Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin