20.Bölüm 🌙|Kristal Güç

Depuis le début
                                    

O an yazının silinmesi ile sayfa bomboş olmuştu. Ve o an kitapların bir anda kendi kendine kapanması ve yerlerine uçmaları ile hepimiz şaşkına döndük. İkinci şaşkınlık, bir anda kapımızın açılması ile oldu. O yöne döndüğümüzde hocalarımızın ciddi bakışlar ile bize baktığını gördüm.

O lanet olası kapı kilitli değil miydi?

Ah, tabii. Büyü.

"Çocuklar, acele edin. Eğitiminizi hızlandırıyoruz. Gelin peşimizden." Derken hepsi ilerlemeye koyulmuştu bile. Üstümüzdeki şoku atıp, onların peşinden koşmaya başladık bizde.

Eğitmenim, hızlı ve sert adımlarla koridorda yürürken giydiği siyah çizmelerin çıkardığı ses koridorda yankılanıyordu. Yüzünde mimik oynamıyordu ve bu beni ürkütüyordu.

Biraz yürüdükten sonra simülasyon odasına gelmiştik. Bayan Azura ben içeri girdikten sonra kapıyı çekti ve gökteki Ay'a döndü.

Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve bir melodi mırıldanmaya başladı. O an, çiçeklerden küçük toz taneleri yükseldi ve önce harfleri, sonra kelimeleri ve ardından cümleleri oluşturup Bayan Azura'ya yaklaşmaya başladılar. Okuyamayacağım kadar hızlı hareket eden cümleler Bayan Azura'nın etrafında dönerken, o konuşmaya başladı.

"Moon, I'm calling out to you.
For now, perish.
And when the time comes, come back with night!"

Sözleri ile Ay parlaklığını bir saniyeliğine arttırdı ve ardından gökten yavaş yavaş inmeye başladı.

Ve kulaklarımda arşivden aldığım kitaptaki cümleler çınladı.

Ay, bilge olanı seçti!

"Bugün, Kristal Gücü öğreneceksin Marinette. Ardından vakit kaybetmeden, küresiz sihir yapma çalışmalarımıza başlayacağız. Ve sonrada.." Alçalan Ay'a baktı. "Ay'ı yükseltme ve gönderme."

Onun Kristal Gücü buydu.

Bilgi. Bilgelik.

"Buranın.." Dedim etrafıma bakındım. "Simülasyon olduğunu söylemiştiniz-"

"Korkmaman için yalan söyledim. Burası sadece cam bir kubbe." Öğrendiğim şey ile ben şok geçirirken, o donuk bir şekilde yüzüme bakıyordu. Benimle tanıştığı ilk günler yumuşak olan kadına şimdi ne olmuştu?

"Sizin neyiniz var? Neden böylesiniz?" Dedim şokla.

İç çekti. "Beni böyle olmaya sen zorluyorsun Marinette."

"Ben size ne yaptım?!"

"Sana, Güneş Varisine yaklaşma dendi!" Bağırması ile durdum.

"Şimdi neden olduğunu anlıyor musun?!"

Aklıma yaşanan o kıyamet gibi anlar geldi aklıma.

O sırada Bayan Azura ellerini saçlarına geçirdi.

"Zıt itmeli,
Eş çekmeli,
Ya da tam tersi,
Lakin kimse bir araya gelmemeli!" Bir ileri bir geri gitmeye başladığında ondan bir iki adım uzaklaştım.

İşte şimdi, parçalar yerine oturmuştu.

Zıt kutuplar birbirini çeker, eş kutuplar birbirini iter.

Ya da tam tersi.

Her ne olursa olsun, kimse bir araya gelmemeli.

Güneş ve Ay zıt, Adrien ve ben gibi.

Rüzgar ve Bulut eş, Chloe ve Luka gibi.

Kimi zaman zıtlar birbiri ile anlaşır, çeker.

Yasak - Miraculous Où les histoires vivent. Découvrez maintenant