The Cherry Juice (2x3)

Start bij het begin
                                    

"Kendini açıklamak zorunda değilsin Krystal kötü bir niyetin olmadığını biliyorum."

Tam devam edeceğimiz sırada ayak seslerinden bizi artık bulduklarını anlayabilmiştim.İlk gördüğüm kişi saçlarını iki yandan toplamış olan gözleri yaşlı bir adet Lisa oldu.Gözlerinden yaşlar akarken hızla bana doğru koşuşturdu ve yere çömelip sıkıca kollarını bana sardı.

Arkasından çatık kaşlı ve endişeli ifadesiyle Sehun geldi,yanımıza vardığında soluk soluğa kalmıştı.İkimizi de teker teker inceledikten sonra tek kaşını kaldırdı. "İyisiniz değil mi?"

"İyiyiz biz."

"Unnie!Çok özür dilerim!"

Kollarımı Lisa'nın ince beline sarıp onu yatıştırmak için saçlarıyla oynadım. "Bebeğim ağlama lütfen."

"Sana sırt çevirmiştim,özür dilerim..."

"Sıkıntı değil ama ağlama."

Geri çekildiğinde yanağına bir öpücük kondurup rahatlaması için gülümsedim.

Birkaç saniye sonra Kai ve Baekhyun da yanımıza varmışlardı.

"Siz sormadan söyleyeyim,iyiyiz."

Kai elini bana doğru uzattığında elini tutup kalktım,o sırada Baekhyun da Krystal ile ilgileniyordu.

"Kurtulacağız Leo belasından,tamam mı?"

Kai eliyle gözümün önüne düşen saçlarımı kulağımın arkasına iliştirirken ben de başımla onu onayladım. "Ne öğrendin Leo hakkında?"

"Biraz daha sakinleştiğinde konuşacağız."

"Çok gergin bir gün oldu,yemek yemeye gidelim mi?Hem hesabı siz ödersiniz—"

"Sehun!"

Baekhyun'un uyarısıyla Sehun masum bakışlarını Kai'ye çevirdi.Kai de başını iki yana sallayıp onu reddettiğinde tıpkı bir bebekmiş gibi dudaklarını büzdü.

Sehun ve Lisa'nın kişilikleri o kadar çok uyuşuyordu ki...

Lisa da aynı zamanda en sevimli bakışlarıyla etrafına bakınıyordu. "Ben ağladım,Jennie Unnie belki sen bana yemek alırsın?"

"Ben de ağladım."

Hepimiz birden Kai'ye döndüğümüzde Kai kıkırdadı ve geçiştirdi. "Şaka yapmıştım ama yine de bana kızarmış tavuk alabilirsiniz."

Baekhyun Krystal'in çantasındaki makyaj malzemeleriyle oynarken "Junmyeon Hyung olsaydı..." diye sızlanmaya başladı.

Krystal kaşlarını çatıp tek tek Kai ve Baekhyun'a baktı. "O yokken aç mı kalıyorsunuz?"

"Kai hep aç."

Doğru tespitimle Kai'nin yüzünde kocaman bir sırıtma oluştu. "Beni iyi tanıyor."

"Flörtleşmenizi bozacağım ama bence çok yorucu bir gündü."

"Bence de."

"Artık dağılsak mı diyorum?"

Hepimizin ortak kararından sonra yavaşça dağılmıştık.Kai beni rahat bırakmadığı için eve kadar bana eşlik ediyordu.Arabada sessizce eve varmayı beklemekten başka yapabileceğim bir şey yoktu.

"En sevdiğin kahve hangisi?"

Alakasız sorusu karşısında başta afallamış olsam da bozuntuya vermeden gülümsedim ve cevapladım.

"Latte,senin?"

"Benim de."

Neden sorduğunu açıklamayacağını anladığımda nedenini ben ona sormaya karar verdim. "Neden sordun?"

Love Scenario ∥JenKai∥Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu