32. Bölüm

4.1K 307 136
                                        

Bölümlerin daha sık gelmesi adına VOTE vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım 🤗 keyifle okuyun ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölümlerin daha sık gelmesi adına VOTE vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım 🤗 keyifle okuyun ❤️

Saçlarımın arasında gezinen parmaklarının soğukluğu derime işliyordu. Gözlerimi aralamama fırsat kalmadan parmakları saçlarımdan ayrıldı ve ıslak bir kumaş bacaklarımın arasında kendisini hissettirdi. Hafif araladığım gözlerimle Seth'in saçlarını görür gibi oldum ve yeniden kapattığım gözlerimin ardından birkaç dakika sonra uykunun kollarına düştüm.

&

Kaç saattir uyuduğumu bilmemekle beraber kasıklarımdaki ağrıyla birlikte yeniden uyandım. Ayağa kalkmak için hareketlendiğimde buna gerek olmadığına karar vererek yeniden uzandım yattığım yere. Çadırın içinde hiç kimse yoktu ve sanki tüm çöl derin bir sessizliğe gömülmüştü. Sol kolumun üzerine yatarak yaşananları tek tek gözlerimin önünden geçirdim. Seth'le birlikte olmuştuk ve daha önce yaptığım hiçbir şey bana bu kadar doğru hissettirmemişti. Parmaklarım karnımın üzerinde bir yol çizerken gülümsüyordum.

Seth'in ne zaman çadıra girdiğini anlamamıştım ama sesini duyduğumda olduğum yerde doğrularak ona baktım "Uyanmışsın."

"Birkaç dakika oldu." derin bir nefes alırken onun geniş omuzlarına bakıyordum "Sen ne zaman kalktın?"

Seth'in dudaklarındaki gizemli tebessümle birlikte kasıklarımdan yukarıya tarifi imkansız bir his tırmandı "Uyuduğumu söyleyemem."

"Umarım başım ağrımaz, akşamları uyuduğumda genellikle başım çatlıyor."

Seth üzerindeki gömleği kollarını kaldırarak çıkardı ve çıplak bedenini birkaç saniye ancak görebildikten sonra yeni bir gömleği üzerine geçirdi. Saçları ıslak gibi duruyordu ve ayağa kalkıp ona dokunmak için inanılmaz bir istek duydum. Ama yerimden kalkmaya hiç mi hiç niyetim yoktu, üstelik yorgundum da. Çöldeki uzun yolculuğum, Seth'le yaşadığım güzel dakikaların yorgunluğu hala kaslarımda tatlı bir sızı olarak duruyordu.

"Masaj yapmamı ister misin?" birkaç adımdan sonra yanıma ulaştı ve bağdaş kurarak yanıbaşımda oturdu. Parmakları alnımı bulurken eğildi ve uzun bir öpücük bıraktı "Yarın yola çıkacağız."

Başımı kaldırarak Seth'in kucağına kuruldum. Gri gözleri üzerimde parıldarken gülümsüyordu "Çölden nefret ediyorum. Hatta çölde olmaktansa Nil'de timsahlarla birlikte yaşamayı tercih ederdim."

"Timsahlarla yakın bir ilişkin olduğunu biliyorum tatlım."

"Peki neden onlardan korkuyorsunuz?" aslında itiraf etmesem de ben de korkuyordum, o gün karşımdaki timsahın tehlikesini umursamaksızın karşısında dikilmemin sebebi bir hayvanın bana gözlerini diktiğinde başıma gelen şeylerden yalnızca biriydi. Hayvanların dikkatini çekmek, beni etkisi altına alıyordu. Onlarla göz göze birbirimize bakmaksa bana kendimi doğaüstü bir varlıkmışım gibi hissettiriyordu- sanki biraz daha onların gözlerine bakarsam benimle konuşacaklarmış gibi...

Asenath | Firavun'un RuhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin