dokuz, seni çok özledim.

1.9K 247 341
                                        

merhaba yani arkadaslar bakin bu bolum her sey AMA HER SEY aciga ciktigi icin yorum gelmezse bu kiz (yani ben) agliyormusum ve taekooku hic mutlu etmiyormusum. yani taehyung oyle diyo ben demedim. merak ediyorum goruslerinizi yorum atmazsaniz nabicam baska aglarim ben de iste 🥺🥺

×

Bahçe koltuğunda -bu eve ilk geldiğim sefer gördüğüm koltuklar değildi, bahçenin yan tarafında, havuzun önündekilerden bahsediyordum- dizlerimi kendime çekmiş, karnına masaj yaptığım için dakikalar içinde kucağımda uyumuş olan Yeontan'la birlikte oturuyordum. Sağ elimde, Taehyung'un birkaç dakika önce getirdiği büyükçe bir kahve kupası yer edinirken sol elim ise göğsüme doğru kıvrılmış olan minik köpeğin tüylerindeydi. İrislerim önümdeki, temizlenmiş gibi duran havuzda, gökyüzünde ve de karşımdaki koltuğa oturmuş, aramızdaki sehpaya yerleştirdiği laptop'tan bir şeyler yapan Taehyung'da gezinirken kahveden bir yudum daha alarak dudaklarımı yaladım.

"E, ne zaman hallediyorsun? Sıkılıyorum."

Sakin mırıltıma karşın yüzüme saniyelik olarak baktıktan sonra birkaç tuşa daha bastı ve arkasına yaslandı. "Yirmi yıllık ses kaydını dinleteceğim sana, Gguk. Dosyanın kopyasını annemden çalıp buraya aktarmak zor oluyor tahmin edersin ki."

Kaşlarım çatılırken,"Yirmi yıl?" dedim anlamayarak. Sadece beni neden saçma sapan bir şekilde terk ettiğini anlatacaktı, yirmi yıl önceyle ne alakamız vardı?

"Tamam... Bitti işte! Ses konusunda biraz sıkıntı olabilir ama anlaşılıyor, önceden defalarca kez denedim. Şimdi bunu dinlemeye başlamadan önce..." Cümlesini yarıda kesip oturduğu koltukta bağdaş kurmuş ve kahvesini bilgisayarın yanına bırakarak oldukça ciddi bir yüz ifadesi takınmıştı.

"Sana ufacık bir bilgi vermeliyim ki aklın karışmasın,"

Devam etmesi için tek kaşımı alnıma doğru hareketlendirip mırıldandığımda tüm gerginliğimle birlikte yerimde hafifçe kıpırdandım Tan'ı uyandırmadan.

"Annem sandığın gibi biri değil; tanıdığın o sevecen, sıcacık kadın değil. O nasıl biri hala çözebilmiş değilim, öz oğluyum ama neye nasıl tepki vereceğini bilemiyorum, bir olay için kafasında ne dönüyor asla tahmin edemiyorum. Senden ayrılma sebebim aslında tamamen buydu."

Ne diyeceğimi bilemeyip sadece dudağımın kenarını kıvırdığımda çok geçmeden, "Palavra atıyorsun şu an." dedim sadece. O ise derin bir nefes almış ve bahçede gezen gözlerini bikaç saniye sonra benimkilerle buluşturmuştu.

"Bak... Sevgili olmadan önce annemle pek konuşmuyordunuz, yalnızca ben onunla konuşurken telefona kulağını dayayıp selam falan söylerdin ancak sevgili olduktan sonra görüntülü konuşmaya başladınız. Benim onunla olduğumdan daha iyi bir ilişkiniz oldu hatta ama Jeongguk... Birkaç görüşme sonra beni arayıp 'Ona ne kadar da benziyor, değil mi?' demeye başladı. Hiçbir şey anlamadım, sana yemin ederim aylarca sadece bunu söylediği için hiçbir şey anlamadım ama sonunda işte o, çözmüş bir şekilde. Sürekli senden ayrılmamı istedi. Yüzüne bakıp güzel şeyler söylüyor, sonra beni arayıp senin ne kadar berbat biri olduğunu anlatıp duruyordu. Ben-yemin ederim sana, dediklerinin hiçbirine inanmadım. Hala inanmıyorum zaten ama o-son nokta, o öyle kötüydü ki senden ayrılmaktan başka bir şey düşünemedim."

Duyduklarımı algılamaya çalışırken, "Dur bir saniye." dedim kaşlarım sonuna kadar çatılmışken. "Gerçekten benden nefret mi ediyor? Ona hiçbir şey yapmadım, neden... Neden?"

Neden bana karşı böyle duygular beslediğini bilmiyordum ama Taehyung'un sözlerine inanıyordum çünkü onu annesiyle konuşurken dinlediğim zaman da kadın benimle ilgili bu tarzda şeyler söylemişti. Taşlar yerine oturuyordu ancak hala çok eksik vardı.

masterchefHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin