Bir katil olmaktan daha aşağılık bir şey varsa, o da bir başkasının canını dahi yakamayacak bir insandan bir katil yaratmaktır.
***
Sergi gününden bir gece önce, Seoul'ün dışında kalan geleneksel bir bağ restorantında düzenlenen gizli yemekteki konuklar belliydi.
Adalet Bakanı Bay Kang, Emniyet Müdürü Lee ve Seoul şehir planlamasındaki projelerde önde gelen holdingin yatırıncı sahibi, Jackson'ın yarı Çin kökenli babası Bay Wang...
Masadakilerin tek bir ortak noktası vardı... Günah çıkaran itirafçı seri katil HOXTER'ın varlığından hiç mi hiç haz etmeyen ve kendilerine karşı güveni azalan halktan muzdarip olan baş 3 kişi oluşları...
Aslında aralarına katılması beklenen 1 önemli şahıs daha vardı ancak o, bugün bazı sebeplerden dolayı yemeğe biraz geç katılacağını söylemişti... Dolayısıyla kadro, henüz 1 eksikti.
Dikdörtgen ahşap yer masasında minderlerin üzerinde oturan adamlar, başlarındaki onlara geleneksel pirinç şarabı makyeolli dökmekte olan garsonun işini bitirip çıkmasını bekledikten hemen sonra, söze ilk atılan Adalet Bakanı Kang olmak üzereydi.
"Bu vaziyetin önüne derhal geçilmeli, yoksa halkın gözündeki itibarımız zarar görecek. Bu sebeple..."
Sıkıntılı bir nefes alıp devam etti.
"...Siyasetçilere ve elit zümrelere gözünü dikmiş olan HOXTER bozuntusuna ait etrafı kavuran şu haberlerin yatışması için önerisi olan?"
Bakışları, Önce Emniyet müdürü amir Lee'ye sonra da şehir projelerini yürüten Wang holdingi sahibine döndüğünde, gözleri biraz daha kısılmıştı şimdi.
"Seçimler de yaklaşıyor, olayı lehimize çekmenin bir yolu olmalı..."
Amir Lee bir şey söyleyecekmiş gibi dudaklarını bir an için araladığında okkalı bir plan bulamayarak suskunluğu gömülmüş, tam da o sırada içeri, beklenen diğer eksik şahıs girmişti... Herkesin gözü birden onun üstündeydi.
"Benim güzel bir planım var Efendim. Arzu ederseniz... Bu hususta onu uygulayalım."
Geç kalan adam, yana kıvırdıgı dudaklarıyla söylediklerinin akabinde masadakilerle tek tek göz göze gelmişti önce. Sonuçta gün, ilk çözümü bulup diğerlerinden öne çıkma ve çıkar günüydü. Paydan en büyük nemalanmayı kendisi almalıydı.
Jilet gibi takım elbiselerin içindeki adamlar, bembeyaz gömleklerine tezat karanlık bakışlarını birbirlerine dokundurduklarında, hikayeyi dinlemeye başlayan ve saniye saniye keyfi daha da yerine gelen Bakan, kadehini kaldırıp tek seferde kafasına dikmişti şarabı iştahla.
"Ala..." dedi hoşnutça.
Elinin tersiyle dudağının kenarından akan damlayı silip hoşnut bir kötü kahkaha sunduğunda, diğer üçü de o gülüşe eşlik etmişlerdi ısınan ortamla.
Duyulan son Şey ise, geç kalan şahsın kendi planı sayesinde kabaran göğsüyle, buna yardımcı olacak yegane kanat olan Emniyet Müdürü Lee'nin söylediği o anahtar cümleydi.
"... Ah, öyleyse Jeon'u bana bırakın..."
***
Sergi tüm hızıyla ilerlerken, ara ara göz göze gelen iki adamın bakışları sürekli kaçamaklarla son buluyor, tekrar önlerindeki diğerleriyle olan sohbete geri dönüyorlardı.
Jeongguk, çevresinde 4 üs adamın bulunduğu o yerde, yapılan şakalara ara ara tebessüm ederek gülmeye çalışıyor, Taehyung ise bunu uzaktan farkedip, onu ilk kez somurtmazken görüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smokescreen を
Fanfiction"Arabanız da sizin gibi öylesine temiz ki, onu feci halde kirletmek istiyorum Dedektif Jeon." - ᴇꜱʀᴀʀᴇɴɢɪᴢ ʙɪʀ ᴄɪɴᴀʏᴇᴛ ᴀʀᴅıɴᴅᴀᴋɪ ɢᴜ̈ɴᴀʜ ᴋᴇᴄ̧ɪꜱɪ ᴠᴇ ꜱᴜᴄ̧ ᴍᴀʜᴀʟɪɴᴅᴇ ʙᴜʟᴜɴᴀɴ ᴛᴀʙʟᴏʏʟᴀ ʙᴀꜱ̧ʟᴀʏᴀɴ ᴛᴜʜᴀꜰ ɪʟɪꜱ̧ᴋɪ... #𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 #𝐂𝐫𝐢𝐦𝐢𝐧𝐚𝐥 [01.03.2...