Smokescreen を

-6- Asansörde Başlangıç

Ne de olsa insan her zaman biraz suçludur. Sadece eylemleriyle değil, sustuklarıyla da...

***

"Sizin gibi bir herifle... Yakınlaşmayı... Neden isteyeyim ben ha?"

Boyları aynı hizada olan ikilinin irisleri, daha da kısılmış gibiydi.

"Ben-im gibi derken??"

Kızıl, gizlemeye çalışsa da sesine yansıyan o sinirli tınısı kendini belli ediyordu.

"Evet... Sizin gibi... Birkaç kişiyi aynı anda idare eden... Ve geceyi kiminle geçirdiğinin hiçbir önemi olmayan kaygısız gevşek tipler... Hatta belki de kirli elleri kana bulanmış bir... Katil."

Alkolün de etkisiyle bir çırpıda saydığı sert sözler yüzünden Taehyung'un gerilen boyun kasları bakış açısına girmişti Jeon'un.

Yüzleri birbirine öyle yakındı ki, Jeongguk bu lafları onu ölçmek için bilerek yapıyordu. Çünkü bu adamın o rahat ama garip aurasının ardında bir şeyler sakladığına emindi. Belki de bu hesapsız plan, bir kanıt yakalamak için onun sinirine dokunabileceği iyi bir fırsattı.

Ancak aldığı ağır laflar yüzünden yumruğunu ardında sıkan adamın, saniyeler içerisinde Jeon'un az önce kirli dediği o kemikli iri elleriyle, sanki ona da bulaştırmak için inadınaymışçasına gömleğinden sertçe kavrayıp onu kendine çekerek dedektifin dudaklarına yapışması... Planın beklenmedik sıcak yüzüydü...

Jeongguk, dudaklarında bir erkeğin dokunuşunu hissettiği o an, yüzü sıfır mimikler birkaç saniye kadar tepkisizken, zaman donmuştu sanki.

Ikisinin de gözleri sonuna kadar açık ve lekeleri hareketsiz bir şekilde hala temas halindeydi. Taa ki, bir an için ne olduğunu yeni kavrayan kahvelinin kaşları çatılarak geri çekilme hamlesine kadar.

Ancak işler işte tam da burada daha da tuhaflaşmaya başlamak üzereydi. Geri çekilmek için dudaklarını o ıslaklıktan ayırmaya kalkan Jeon, ensesinde hissettiği o esmer elin tutuşuyla durdurulmuş ve iki et parçasının ayrılmasına izin verilmemişti bir an için.

Bu kuvvetin beklenmedik gücü, Jeongguk'un kaşlarının daha da çatılmasına sebep olduğunda, o son saniyelik bir bakışma olan karanlık irislerden kendini sökercesine çekip, göğsünden kavradığı adamı ittirerek kendisinden uzaklaştırdığı gibi yüzüne sert bir yumruk geçirmişti soldan.

Öyle şiddetli vurmuştu ki Jeon, Kim Taehyung bir anlığına hafifçe dengesini kaybedip yüzü yana düşmüştü, dedektif de aynı anda burnundan soluyordu.

Şoktan çıkarak istemsizce yere tükürüp dudağını kolunun tersiyle tek bir hamlede sildiği gibi, "Senn..." demişti Jeon dişlerinin arasından.

Karşısında öylece dikilen adamsa hiçbir tepki vermezken bu Jeon'un daha da sinirini bozduğunda kendi kaybedip onun yakasına bir kez daha yapışarak bir yumruk daha geçirecekti ki, kendini korumaya bile hiç tenezzül etmeyen kızılın deli gibi kısık gülüşüyle eli havada kalıp duraksamıştı anında.

Taehyung, yandan attığı o baygın bakışla kendine hakim olamayıp sırıtarak gülmeye devam ettiğinde az onceki yumruk yuzunden kanayan dudagının kenarından kırmızı sıvı, usul usul akmaya devam ediyordu. Sıcaklığı teninde hissetti.

Jeon'un yumruğu hala havada, bir eli Taehyung'un yakasındaki kumaşı avuçları arasında sıkarken, esmer olan dudağını kenarını yalayıp dişlerine bulaşan kan ile bir nefes çekmişti önce.