*Katil Olmaya Sebep*

130K 6K 3K
                                    

Multimedya: Asra Özkan

Eda ve Kaan gittiklerinde bizde duşlarımızı alıp akşam yemeğine oturduk. O kadar yorulmuştum ki kafamı kaldıracak halim bile yoktu.
Bartu'nun çorbasını içmesine yardımcı olurken, Arel sandalyesine yaslanmış karşıyı izliyordu.
Sesimi çıkarmayarak yemeğimi yedim.
Bartu'nun kapanan gözlerini görünce yavaşça ayağa kalkarak küçük paşamıda kaldırdım.

"Asra rica etsem odama bir sade kahve getirebilir misin?"

"Tabii Bartu'yu uyutup hemen getiriyorum."

"Tamam o zaman zahmet etme." sıkıntıyla ayağa kalkıp yukarı çıkan Arel'in arkasından bakıp Bartu'yu kucağıma aldım.
Bir sorunu vardı bu her halinden anlaşılıyordu.

Bartu'yu yatağına yatırıp kısa sürede uyuttuğumda bende kendi odama gitmek için kapıyı açıp geniş koridora çıktım.
Çalışma odasından gelen kırılma sesleriyle irkilerek korkuyla kapıya baktım.
Kızarmış gözlerle dışarı çıkan Arelle bir adım geri gittim. Ne olmuştu bu adama böyle?

Hiç bir şey demeden merdivenlerden inip kapıyı sertçe çarparak evden çıkıp gittiğinde şaşkınca arkasından bakakaldım. Anlamıştım bir sorunu olduğunu ama bu kadar büyük bir problem olacağını düşünmemiştim. Neden durduk yere sinirlenip gitmişti ki?
Ayakta dikilmeyi bırakarak kendi kaldığım odaya geçtim. Bende pijamalarımı giyerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.

************************************

"Asra abla ben bunun yerini bulamadım." Bartu'nun uzattığı yapboz parçasına bakıp gülümsedim.

"Kuzum bu başka bir yapboz parçası. Karışmış olmalı."

Elindeki parçayı alıp kenara koyduğumda Bartu bitirdiği küçük yapbozuna bakarak ayağa kalktı.

"Çok güzelmiş bu ama basitti."

"Küçük olduğu için basit gelmiştir sana." yapbozları Bartu'yla birlikte toplayıp kaldırdığımızda birlikte çizgi film izlemek için televizyonu açtık.

"Ben bunları beğenmedim. Hep aynı şeyler."

"Benim bir fikrim var." Bartu heyecanla bana döndüğünde televizyonu kapatıp güzel gözlerine baktım.

"Bence seninle güzel bir pasta yapalım."

"Yaşasın!" Bartu yerinde zıplamaya başladığında gülerek elinden tuttum. Birlikte mutfağa geçtiğimizde Gül abla bahçede ki çiçekleri suluyordu.
Malzemeleri çıkartıp masanın üzerine dizdiğimde Bartu'yu masaya oturtup açtığım tarife baktım.

"Bunu dök bakalım unuda." Bartu eline verdiğim dolu bardaktaki unları döktükten sonra bardağı tekrar masaya koydu.

Uğraşlar sonucunda pişirip süslediğimiz pastamızı dolaba koyarak ellerimizi havaya kaldırarak 'çak' yaptık.

"Bence çok güzel oldu. Tadı nasıl acaba?" Bartu iştahla elini karnına götürdüğünde un olan yanaklarını temizleyip öptüm.

"Senin o minik ellerin değdi pastamızı tabii ki güzel olacak." Bartu'da güldüğünde un olan önlüklerimizi çıkartıp kenara koyduk.
Çalan kapı ile ikimizde mutfaktan çıkarak kapıyı açtık.
Arel dün üzerinde olan kıyafetlerle içeri girdiğinde arkasında gördüğüm Öykü ile yüzüm istemsiz asıldı.
Dün Arel eve gelmeyip Öykü'de mi kalmıştı?
Peki bu neden beni rahatsız etmişti.

"Tatlım hala orada duracak mısın?" Öykü'nün sesiyle saçma düşüncelerimi susturup Bartu'nun elinden tutup salona geçtik.
Arel yanına gelen oğlunu kucağına oturtturarak öpüp, sarıldı.

MAFYANIN BAKICISI( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin