Smokescreen を

-2- Esrarengiz Tablo ve Tanrıça

Gerçeğin basbayağı dünyasında;
asıl kötü olanlar cezalandırılmazdı,
taa ki O, bunu kendisi yapmaya karar verene kadar.

***

Ekibin çoktan ulaştığı olay yerine çekilen şeritlerle birlikte cinayet mahaline hiçkimsenin alınmaması, yalnızca dakikalar içerisinde gerçekleşmişti.

Devasa lüks malikanenin kapısının o gösterişli duruşu bile buraya her ayak basana 'ben önemli kimseleri tanıyorum, ayağınızı denk alın' diyen cinstendi ancak...

Böyle biri bile cehennemi dün gece boylamıştı çoktan.

Aynı anda aracından rüzgarıyla inen Jeon'un uzun siyah ekose trençkotuna ciseleyen yağmur sinirini bozsa da, konu iş'e gelince başka şeylere odaklanır ve birden değişerek titizliği bile geride bırakırdı böyle zamanlarda.

Aynı araçla onunla birlikte olay yerine varan Jimin, güvenlikli villaya şöyle bir göz atıp boş bulunarak, "Hoş daire, oturması zevklidir kesin." demiş, ancak ona devirdiği gözlerle bakan kahveli arkadaşından cevap gecikmemişti.

"Evet öyledir, tabi ölü değilsen."

Tipik suç mahali esprileri normalde çekilebilir olsa da bunları kaldıracak durumda hiç değildi şu an Jeon.

Namjoon ise bu sırada kendi kendine söyleniyordu bıkkınca, "Bütün kodoman cinayetleri de sahiden bizde, bir çeşit lanet gibi." dese de, garip vakaları her zaman sevmişti içten içe aslında.

Çünkü bu, içini daha fazla kurcalamaya gerek kalacak dalak böbreğe işaretti.

Sitenin dış kapısındaki polis şeridi kısmında belli ki olayın yaşandığı evin sağlayamadığı güvenliğinden sorumlu o güvenlikçi adam, televizyonlardan gördüğü Dedektif Jeon Jeongguk ve ekibi birden karşısında belirince, eğilerek elini uzatmıştı sıkmak için.

Ancak bu tim lideri için, serin havaya rağmen koltuk altları beş karış terli görünen ve adam demeye bin şahit olan mikrop yuvası bir varlıktı. O kirli ıslak eliyle tokalaşmaya kalkan bir et yığınından başka bir şey değilken, hafif bir baş selamıyla güvenlikçinin yanından geçip gitmişti elbette. El sıkışmaktan bilhassa nefret ederdi.

Sonunda malikanenin girişinde onları karşılayan olay yeri inceleme sorumlusu Hwasa, önce Dedektif Jeon'a ve Komiser Park'a galoş ve lateks eldivenleri uzatıp, ardından da flörtü Kim Namjoon'un arka cebine iliştirdiği eldivenlerle otopsicinin poposuna kimse görmeden bir fiske tokat atmıştı göz kırparak.

Ardındansa hiçbir şey olmamış gibi boğazını temizleyip önden giden dedektifin sorusunu yanıtlamak üzereydi.

"Eve herhangi bir zorla giriş görünmüyor ha?"

Maktülün daha yakınen bildiği ve görüştüğü biri olma ihtimali böylece daha da artmış görünüyordu.

"Aynen öyle, kapı kilitleri, güvenlik parolası ve camlarda hiçbir zorlamaya rastlanmadı. Ama içeri gelin, size göstermek istediğim çok ilginç bir manzara var." dedi Hwasa.

Komiser Jimin'in gözleri parıldarken, Dedektif Jeon ise ciddi ifadesiyle nihayet olayın gerçekleştiği yatak odasına doğru emin adımlarla yürüyor ve aynı esnada gözleri etrafı bir lazer gibi tarıyordu herhangi bir tuhaflığı sezebilmek için.

Uzun ve kasvetli koridoru dikkatli adımlarla ilerleyen takım, salon kapısının yanından geçerken paketi sadece yarıya kadar açılmış o devasa tablo ile bir an için duraksamıştı yatak odasına geçmeden önce.