Dusty Shelves | Taekook

Bölüm 1: "Jungkook'un Bebeği"

Merhabalar

Umarım güzel bir hikaye olur bizim için. Başlayalım öyleyse.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar~

...........

Bölüm 1 | "Jungkook'un Bebeği"

1 Eylül 1997

Yirmili yaşlarının henüz ortasında olan genç alfa, sürü liderinin yaklaşık beş dakikadır söylediklerini küçük mırıltılarla onaylıyordu. Bedenen burdaydı fakat aklı tamamiyle bir kaç gün içerisinde doğum yapacak olan eşindeydi. Hatta doğum sancıları çoktan başlamış bile olabilirdi. Bu konu hakkında net bir fikri yoktu. Günlerdir yanına uğramıyordu. Aklının bu denli meşgul olması gayet normaldi.

Kurdu tedirgin olduğunda farkında olmadan endişe kokan feromonlarını salgılamaya başladı. Sürü lideri bunu fark etti ve konuşmasını yarıda kesti. Karşısındaki alfa en sadık adamıydı. En azından bir zamanlar öyleydi. Lider, uzun süredir karşısında ayakta dikilen alfayı gözlemliyordu. Alfanın durgun halleri dikkat çekmeyecek gibi değildi. Sürekli uzaklara dalıyor, kafasını kurcalayan bir şeyler olduğunu açıkça belli ediyordu. Ayrıca lider alfanın son zamanlarda sürekli ortadan kaybolduğu hakkında duyumlar alıyordu. Lider bunların hepsini göz önünde bulundurduğunda tek bir sonuca ulaşıyordu ; Alfanın hayatında bir omega vardı. En azından bütün şüpheleri şu anlık buna yönelikti.

Lider bu konuda hassastı çünkü omegaları olan alfalar hiçbir zaman işlerini layıkıyla yerine getiremezdi. Alfalar ne kadar güçlü olduklarını iddia etseler de söz konusu omegaları olduğunda itaatkar bir köpek gibi omegaları için her şeyden vazgeçbilirdi.

Emrindeki bütün alfalar mühürlü bir eşi, hatta anne babası olmayan alfalardan seçilmişti. Onlar için önemli olan tek şey görevleri olmalıydı. Geride bırakacak kimseleri olmamalı, korkusuzca ölümü göz almalıydılar. Bu yüzden çatık kaşlarıyla alfanın kendisine gelmesini sağlayan o kelimeyi söyledi.

"Jungkook." Dedi lider sesini biraz daha yükseltirken. Sonraysa söyleyeceği şeyden vazgeçti. Alfayı tetiğe geçirmenin iyi olmadığını düşündü ve zihninde hemen başka bir plan oluşuverdi. Bu nedenle çatılan kaşlarını düzelterek rölüne büründü. İçindeki sinire rağmen gayet sakin bir görüntü sunuyordu. Lider olmak için biçilmiş kaftandı. Duyguları en iyi şekilde gizlemeyi biliyordu.

Jungkook'un dalgın bakışları, liderinin ismini yüksek bir sesle söylemesinden dolayı normalleşti. Bakışları liderinin yüzünü buldu ve nerde yanlış yaptığını anlamaya çalıştı. Fakat kafası o kadar doluydu ki odanın içini dolduran feromlarını algılayamadı ve boş bakışlara liderine bakmaya başladı.

Aslında Jungkook çok dikkatli ve duyuları açık bir alfaydı. Bu güne dek omegasıyla olan ilişkisini gayet iyi saklayabilmiş, tek bir açık dahi vermeden olduğu konumu korumuştu. Sırf bu yüzden, omegasını en iyi şekilde saklayabilmek için onu mühürlememişti bile. Fakat en son görüşmesinde o güne dek mühürlemediği omegasını mühürlemek zorunda kalmıştı. Çünkü omegasının doğumu yakındı ve en ufak bir tehlike durumunda bunu hissetmek istiyordu. Bunun da tek yolu görünmez bir ip gibi kalplerini birbirine bağlayan mühürdeydi.

Mühür kurtadamlar arasında duyguları birbirine ileten bir köprü gibiydi. Fakat Jungkook ve omegası arasındaki henüz yeni olan mühür, hamile olan omega nedeniyle hassaslaşmıştı. Bu durumda Jungkook'u olması gerekenden daha fazla etkiliyordu.

"Söylediklerimi duyduğuna emin misin?" Diye sordu lider. Jungkook'un onu dinlemediğini biliyordu. Cevabını bildiği bir soru sormuştu. Jungkook ses etmedi. Hâlâ aklı omegası ve doğacak çocuğundaydı. Bu yüzden lideri sadece başıyla onaylamakla yetindi.