Bugün kendimi çok şaşırtarak erken kalktım. Sabah rutinimi bitirip dükkanka indim ve servisi beklemeye başladım. 15 dakika sonra servis geldi. "Kardeşine dikkat et. Yağmur yağıyo ve yerler kayıyor." "Tamam baba. Dikkat ederim." Servise bindim ve Sedaların yanına gittim. Arkaya baktığımda Taylanın yanı yine boştu ama gidip oturmadım. Çünkü bende o cesaret yok. Okula geldik. Sedanın zoruyla kırtasiyeye gittik. Beni çekiştire çekiştire yürütüyodu ve birazdan ikimizde uçucaktık. Acayip rüzgar vardı. Seda kırtasiyeden bir sürü ıvır zıvır aldıktan sonra yine zar zor okula gidebildik. İlk ders ingilizceydi, okul çok sıcaktı ve acayip uykum gelmişti. Geçmek bilmeyen iki dersten sonra kaplumbağa hızımla çantamı topluyordum. Sonra başımı kaldırdım ve okulun en popi ve yakışıklı çocuklarından Kaanla göz göze geldim. Rezil olmuştum. Hemde duble rezil. Apar topar çantamı ve montumu aldım ve sınıftan çıktım. Günün geri kalanı da fazla sıkıcıydı. Sonunda güzel servisime bindim ve eve geldim. Matematik hocamız değişmişti ve yeni matematik hocası ilk günden elli sayfa ödev vermişti. Kadın manyağın teki ya. Hiç ısınamadım zaten. Gerizekalı. Ödevlerimin başına oturdum ve iki buçuk saatimi matematikle geçirdim. Aman ne güzel. Aslında sayısaldım ve matematiği severdim ama bu kadarı da fazlaydı. Yemek yedim ve okuma kitabımı alıp yatağıma oturdum. Kitap okumayı çok severdim. Beni bir kütüphaneye kilitleseler aylarca orda yaşayabilirim. Ve kendimi kitabın yazarı olan İpek Ongunun yazdığı sayfalara bıraktım.
Bir Burak Özçivit ve Fahriye Evcen hayranı olarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soluk Çiçek
RomanceTamamen kendi hikayem olmaksızın bu hikayede eğlence ve aşkı bir arada tutarak eğlenceli vakitler geçireceksiniz.