(44) Bir Nefes Kadar Yakınındayım.

84.2K 9K 17.6K
                                    

Ve nihayet buradayım, yakınında ve yanında. Hissetmedi beni, görmedi ve kim olduğumu anlamadı. Onun yabancısı değildim ama bir yabancıya bakar gibiydi bakışları.

Çocuk olmanın da bazı avantajları vardı. İstediğin her odaya girebilirsin ve istediğin her yeri karıştırabilirsin çünkü sen çocuksun kimse sana kızamazdı. İşte sırf bu yüzden Elümhan kalesine gelince kendime ödünç beden olarak bir çocuğun bedenini seçtim. İstediğim gibi rahatça hareket edebilirim çünkü ben bir süreliğine on yaşında küçük bir çocuk olmuştum ve çocuklar genelde kurallardan muaftı. Çaldığım kız çocuğunun adı Sare'ydi küçücük bir şeydi. Tahminimce on yaşına yeni girmişti lakin bir çocuğa göre oldukça şişmandı. Daha şimdiden otuzu geçkin kiloya sahip olduğunu tahmin ediyorum. Kısa boylu hantal biri olduğu için kiloları daha da göze çarpıyordu. Kocaman yanakları ve iri gözleri olan bir çocuktu. Ne yazık ki Sare sarışın değil esmer bir çocuktu. Asla düzene girmeyen mısır püskülünü andıran kıvırcık saçları sıcakta ensemi yakıyordu. Kaledeki casusluk işim için şimdilik bu bedenle idare edeceğim çünkü Sare'den başka kalede bir çocuk daha bulamadım.

"On yaşında şişman bir çocuğa dönüştüğüne inanamıyorum." Meliz bir ruh olarak yanımda yürürken aldığım bedenden hiç memnun değildi.

"Sana söyledim Sare'nin bedeni harika bir kamuflaj işi görecek." Boyum fazlasıyla kısaldığı için her defasında kafamı kaldırıp ona bakmak garip hissettiriyordu.

"Asıl Sare'nin bedenini alman bizi riske atıyor Elzem."

"Neden?" Başını eğip tereddüt ederek bana bakıyordu. Sanki bir şeyleri söyleyip söylememekte endişe duyuyordu. "Neden dedim Meliz?" Bahçede güneşin altında yürürken sürekli kafamı kaldırıp ona bakmak kolay mı sanıyordu. "Neden bir çocuğun bedenini almam bizi riske atsın?" Bir süre sadece bana baktı fakat ısrarlarım karşısında daha fazla sessiz kalamadı. "Çünkü sen bir çocuk nasıl olunur bilmiyorsun ve bilmediğin bir konuda rol yapamazsın," deyince adım atmayı bırakmıştım. Bu sözler neden bu kadar çok acıtıyor?

İçimdeki bu saklı ukte hep acıtacaktı değil mi?

"Kim demiş ki bilmiyorum?" Hızlıca kendime çeki düzen verip güldüm. "Benim bu hayatta bilmediğim bir şey olamaz iblis." Onu bırakıp yürümeye devam ettiğimde beni takip etmediğini biliyorum çünkü arkamda öylece bakıyordu. "Dedim ya bilmiyorsun çünkü bir çocuk az önce yaptığın gibi gururuna sarılıp alaycı bir tavır takınmaz." Yürümeyi bıraktığımda karşımdaki ağaca boş gözlerle bakıyordum. Neden ısrarla üzerime geldiğini bilmiyorum fakat bu can sıkıcı olmaya başladı.

"Sesini duymak başımı ağrıtıyor Meliz. Neden bana bir iyilik yapıp bir süre beni yalnız bırakmıyorsun?" Soğukkanlıydım her zaman olduğu gibi fazlasıyla sakin ve ılımlıydım. Dedim ya nadiren öfkelenirim ve kırgın hissederken her zamankinden daha fazla sakin birine dönüşüyordum.

Soğukkanlı tavrım genelde zaaflarımı herkesten gizlerdi.

Meliz gidince küçük çocuğun bedenini çardakta bırakıp oradan geçen on sekiz yaşındaki genç bir kızın bedenini aldım. Her ne kadar kızsam da Meliz haklıydı bir çocuk gibi rol yapmayı bilmiyordum. Şimdi ise kahverengi düz saçları olan ergen bir kız olmuştum. Çekik gözleri vardı ve şansa bak ki Sare'den daha kiloluydu. Bugün ki şansım hep şişmanlardan yana olduğu için bunu sorun etmedim. Acaba adı neydi? Üzerimdeki kıyafetlere bakılırsa soylulardan birinin kızıydı ama Azınlık değildi. Kızın elinin üzerinde siyah hilal dövmesi olduğuna göre Tenebris'lilerden biriydi. Elma ağacının altına oturup iç çektim. "Anne..." Munure Akay'ın yüzü zihnimde canlanınca gözlerim sızladı ama ağlayamadım. "Bir çocuk olsam yeniden büyütür müsün beni?" Ama bu sefer olması gerektiği gibi bir çocuk gibi.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin