Minho uykuya daldığı sırada odalarının kapısında bir hareketlilik farketti Hyunjin. Minho'yu uyandırmamaya dikkat ederek yanından kalktı ve odanın çıkışına doğru ilerledi. Evinde tanımadığı birini görmekten değil, tanıdığı o kişiyi görmekten korkuyo...
Gözlerini açtığında o güne kadar sadece televizyonda gördüğü odalardan birinin tavanına bakıyordu yine , hafifçe doğrulmaya yeltendiğinde pratik odasındaki kız ve erkek sesleri birden yükseldi ve kendisini tekrar uzanması için nazikçe itekleyen eller Minho'ya ulaştı. Hyunjin ve Jisung'a ait sesleri anında tanımıştı ama gelen kız sesleri yabancıydı ona. Işıktan dolayı tam açamadığı ve kırpıştırdığı gözlerinin gördüğü ilk şey uzandığı koltuğun kenarında dudak büzüp kollarını bağlayarak dikilen Yeji olmuştu. Itzy'den Yeji diye düşündü, televizyonlarda görüp hayran olduğu idol kız. Daha sonra Yeji'nin bu ifadeyle nereye baktığını merak ederek bakışlarını oraya çevirdi . Lia'ya arkadan sımsıkı sarılmış olan Hyunjin endişeli gözlerle kendisine bakıyordu. Lia ise Hyunjin'in kollarında kaybolmuştu neredeyse, tıpkı Hyunjin Minho'ya sarıldığında Minho'nun o sarılışta kayboluşu gibi... Kafası iyiden iyiye karışarak hafifçe tekrar doğrulmaya çalıştığında bir el onu sırtından çekiştirip tekrar yatırdı ve alnına ıslak bir bezi dövermişçesine yerleştirdi.
"Aptal çocuk, ödümüzü patlattın...Bir daha böyle birşey yap var ya bak gör ben seni ne yapıyorum o zaman."
Hirai Momo diye düşündü Minho. Başında dikilen ve azarlarken ateşini düşürmeye çalışan kızı hemen tanımıştı.
"Hyungie , iyi misin ? Momo sunbae'ye onlarca kez sabah ateşine baktığımızı ve birşeyin olmadığını söyledik ama yine de manevi bir abla fazla pimpirikli olabiliyor, bir de sen söylemelisin. Tabi önce dinlen."
Minho birşey yapmadan kafasını hafifçe yukarı doğru gerip Momo'yla bakışlarını buluşturduktan sonra Hyunjin'in sözlerini onaylarcasına kafa salladı. Konuşmadı hiç , ama ateşi olduğundan ya da baygınlığının verdiği yorgunluktan dolayı değil. Yaşadığı şoklar ve ekranda izleyip hayran olduğu hatta bias seçtiği dans makinesi Hirai Momo karşısında nasıl konuşacağından emin olamadığından dolayıydı bu. Hemen sonra el bileklerinin iç kısmını üzerinde yattığı koltuğa dayayarak dikeldi. Hafifçe dönen başıyla yine bileklerinden destek alarak ayağa kalktığında dengesini hala tam olarak sağlayamadığını fark etti Minho . O sırada Lia'nın saçlarına minik bir öpücük konduran ve Yeji'nin Minho'nun o an anlam veremediği bir triple yanağının iç kısmını ısırmasına nedenolan Hyunjin sarılıyor olduğu güzel kızdan ayrılıp Minho'ya sırtını dönecek şekilde önünde diz çöktü.
"Ne?"
Anlamayan bir şekilde etrafına ve Hyunjin'e bakarken hafifçe dudak büzmüştü Minho. Hyunjin'in bunu yapmasına alışkındı aslında , ama karşısındaki Hyunjin'le birebir olsa ve aynı davransa da kendisine aşık olan kişi olmadığı kesindi. Neler döndüğünü düşünmek başını ağrıtırken burnundan tekrar hafifçe sızan kanı elinin tersiyle sildi ve Hyunjin'den bir cevap bekledi.
"Atla sırtıma , PD'nin gözü üstündeyken eğer debut yapmak istiyosan bu halde yürüyüp düşünce sakatlanmamalısın hyungie."
Park Jinyoung diye geçirdi içinden Minho . JYP'nin ta kendisi... Bu düşünceyle , zaten karışık olan kafası iyice allak bulak olmuştu ve o an Hyunjin'in yapmasını söylediği şeyi tamamen unuttu. Bunun üzerine Hyunjin hafifçe doğrularak Minho'nun kollarını boynuna sarıp hafifçe tekrar eğilmiş ve Minho'yu kalçalarından kavrayarak sırtına yerleştirirken hafifçe hoplatıp rahat bir pozisyona gelmelerini sağlamıştı. Minho alışık olduğu yabancının boynuna dolanmış olan olan kolları biraz daha onun boynuna dolarken Hyunjin Jisung'a dönüp kafasıyla gitmeleri gerektiği anlamına gelen bir işaret çakmış ve birkaç dakika önce sarılıyor olduğu minyon kıza dönmüştü.
"Hyungu yurda geçirdikten sonra geri geleceğim sevgilim ve söz verdiğim gibi öğle yemeğini birlikte yiyeceğiz, pratikte kendine çok yüklenme~"
Bu sözler Lia'nın hafifçe gülümsemesine neden olurken Minho'nun kalbini sızlatmıştı. Neler oluyordu ve hayatları nasıl bir anda bu hale gelmişti bilmiyordu ama öğrenip sevgilisini geri kazanmalıydı. Hyunjin onun sahip olduğu tek şeydi ve onu da kaybederse yapayalnız kalacaktı. Bu düşüncelerin hala ateşi tam düşmemiş olan yorgun bedenini çok da derin olmayan bir uykuya sürüklediğini hissettiğinde çekinse de yanağını Hyunjin'in sırtına yasladı. Daha dün ,herşey farklı olsa da Hyunjin'e huysuzluk edeceği kadar çok sarılmışken neden kokusunu bu kadar özlemiş olduğuna anlam veremedi ama üzerine fazla düşünemeden de uykuya daldı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Çoook geç yazıp bölümü de kısa tuttuğumun farkındayım aslında 800 kelime civarı olucaktı ama aklıma daha ilginç şeyler geldi ve bazı yerleri çıkartıp bazı yerleri değiştirdim, sizi çok bekletip kısa bölümler atıyorum ama umarım anlayışla karşılarsınız , en düzenli güncellediğim kitabım bu ve buna çok uzun bölümler yazmayacağım sanırım , kısa kısa çok bölümlü olsun, lütfen yorum ve oylarınızı da eksik etmeyin ve Stray Kids için oy vermeyi unutmayın~💖