7.Bölüm: PARILTI

205 176 153
                                    

"Sevgilim, bunca düşü yıldızlara uzanalım diye kurmuşken kapanan gözlerimle direniyorum. Artık gidişinin ardından geçen zamanı unutmak için yanımdaymışsın gibi davranıyorum."

Gözlerimin önünde beliren bedenlerin simaları tanıdık gelse de Alsev'i görene kadar kim olduklarını hatırlayamamıştım. En son Taha'nın evinde koltukta korkarlarken görmüştüm. Onlar da benim gibi stajerdi.

Duygusuz bakışları üzerimde gezdiğinde bedenime giren titremeyle birlikte kaşlarımı çattım. Yavaşça yanımıza yaklaştılar, kenara oturup tuhaf hareketlerle başlarını eğdiler. Normalde olsa bu tavırlarına gülerdim, ama şuan tepki veremeyecek kadar sakindim. Bakışlarımı Buğra'ya çevirip anlamsız kelimelerimle sordum.

"Buğra! Bu ne biçim bir şey?"

Hayır, bir daha zihnimde kuramadığım cümleyi dudaklarıma göndermeyeceğim.

Buğra hafifçe tebessüm edip onlara döndü.

"Derya'ya yapmayın abi. Kız zaten ürkek."

Aynen kesin öyleyimdir. Gözlerimi devirip hepsinin normal davranmaya başlamasını bekledim. İsimlerini bilsem de kimin kim olduğunu bilecek kadar iyi bakmamıştım. Pardon, ' Taha'ya bakmaktan onları umursamamıştım' diyecektin. İç sesimle saçma kavgalarımız kesilmeyince saçlarımı geriye atıp derin bir nefes aldım.

O sırada Alsev'in sesi duyuldu.

"Derya bizi tam tanımıyor, herkes kendini tanıtsa olur mu?"

Başımla onay verdikten sonra Buğra dudaklarını ıslatıp söze atladı.

"Ben Buğra Moray. Taha Moray yani hepinizin kıskandığı kişi benim abim. Hava atabileceğim tek kaynak şuan o. Bu yüzden kesinlikle söylemeden geçemeyeceğim. Sonra... Başka da bir tanıtılacak özelliğim yok. Sıradanım..."

Sıradan. Tanımı neydi ki? Ben o özelliğe sahip olmamak için açılımını öğrenmekten korkarken bazıları kolayca söyleyebiliyor. Düşüncelerimi kenardaki sessiz kız böldü.

"Ben Yağmur Arın. Bu şehire yeni geldim. Çoğunlukla evden çıkmayı sevmem, insanlarla konuşmayı da. Hiçbir yeri bilmiyorum. Öğrenmek gibi bir niyetim de olmayacak. Sadece bu süreci atlatıp bir an önce tek hayalime kavuşmak istiyorum. Bu kadar."

Tek hayal mi? O kutuya yazıp atacak pek bir şeyi yok öyleyse. Sanki konuşmasında bir öfke var gibi, kızgınlık. Ama bir kişiye değil, herkesi o kişi sandığı için. Korkarım düzelmesi bozulmasından zor olacak.

"Ben Bulut. Farklı bir yerde hissettiriyorum. Adım sevdiğim birinden hediye gibi. Yaşamayı seviyorum, kazanmaktan çok kaybetmeyi özlüyorum. Çünkü bazen, cesaret verir yıkılmak. Tek düze bir hayata katlanamıyorum."

Çok güzel konuşuyor, sesindeki incelikle sanki uzaktan gelen ses senin kulağında melodi oluşturuyor.

"Emir. Çabuk sinirlenirim bu yüzden bağırmaya başladığımda mümkünse yanıma yaklaşmayın. Öfke problemim var ve bu beni mesleğimden edebilir, üzülmüyorum sadece zarar gelmesin istiyorum."

Bu konu hakkında içimden analiz yapmadım. Kim bilir hangi olay nedeniyle yaşamıştı, ya da sürekli olan durumlar demeliydim. Başımla onay verdikten sonra yanımızdaki son kişiye bakışlar döndü.

"Ali. Adım bu. Yaşadığım süre boyunca kendimi duygusal biri olarak tanımadım. Bana göre değil burası. Ama yinede şansımı denedim ve gerçekleşti. Hayal değil, amacım değil. Ben buraya ait değilim. Mümkünse ayrılacağım aranızdan. Başarmak istediğim şeyler unutulmayan anılar olmalı."

DÜŞLERDE YILDIZLARA UZANIR RUHUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin