İyi okumalar <3
⚔️
Hayvan haklarından, temizliğin elzemliğinden falan bahsederken uzlaştığımız gibi uzlaşmak istediğim konular var. Mesela adama diyorsun ki Allah'ın kitabı ile yönetilmek istiyorum. Adam 'müslüman' ama karşı çıkıyor. Zerrelerine işleyen rahatlıktan vazgeçmemek için tâğutla muhakeme olmaya göz yumuyor. Dini kimliğini, milliyeti kadar önemsemiyor. Abi sormazlar mı adama, sen nasıl Müslümansın diye?
🌙
G ü z e l o b a
Sabah, 09.12Cihangir matarasındaki suyun bir kısmını içip bir kısmıyla elini yüzünü yıkadı. Sabahın ilk saatlerinin geçmesiyle hava iyice sıcak olmaya başlamıştı. Adanın nemli havasını oldum olası sevmemişti.
Diz çöküp sağlık ocağının duvarına sırtını verdi. Bu duruş, sırtına evvelden aşina gelmişti. Kaşları gayri ihtiyari çatılırken zihni onu on altı ay öncesine götürdü.
"Korkmayın benden size zarar gelmez." dedi ağız alışkanlığıyla, kadının çehresinde bir korku emaresinin olmadığını sonradan fark edebilmişti.
Genç kadın temkinli birkaç adım ile adama yaklaştı, yine de aralarında farz ölçüsünde bir mesafe vardı. "Buyurun size nasıl yardımcı olabilirim?" Gözleri yabancının üzerinde hızlıca gezinirken yorgun ama dirayetli bedenin neresinde bir sorun olduğunu anlamaya çalışıyordu. Adam uzun yoldan gelmiş gibiydi ancak bunun bir tatil seyahati olmadığını idrak edebiliyordu; kıyafetlerinin üstündeki kurumuş çamur lekeleri, sol kaşının üstündeki alelade pansuman, saç sakalının bakımsızlığı kısa sürede gözüne çarpan şeylerdi.
"İyad'ı çağırsanız kâfi. Gölge derseniz tanır."
Genç kadın başını olumsuzca iki yana salladı. "İyad Bey burada değil."
Genç adam daha fazla ayakta duramayacağını hissederek sağlık ocağının duvarının dibine çöktü. Bir yandan da doktor mu hemşire mi olduğunu anlayamadığı, ilk defa gördüğü kadına cevap veriyordu. "Arar mısınız o halde? Durumum acil."
"Pek tekin birine benzemiyorsunuz."
Kadının kendisi hakkındaki düşüncesini aniden söylemesi onu şaşırtsa da belli etmedi, hatta küçük bir hile ile bu kadına güvenip güvenemeyeceğini anlayabilirdi.
"Siz de hiç korkmuş görünmüyorsunuz?""Burası güvenli bir bölge. İyi korunuyor. Öyle elini kolunu sallayan giremez."
"Öyleyse size kötü bir haberim var. Ben buraya gelene kadar beni hiç kimse görmedi."
Genç kadın yabancının kendisinden beklediği panik haline bir türlü bürünmüyordu. Sessizlik oldu, düşüncelerini dinledi. Nihayet içinden alayla gülümsedi, yabancının olayını çözmüştü.
"İyad Bey yok. Burada artık ben çalışıyorum. Bedeninizi Rabbinizden bir emanet sayıyorsanız içeri gelirsiniz, yaralarınıza bakarız. Siz gelene kadar ben de Yasemin Hemşire'ye Kayıp Asker'in geldiğini, üstelik ilk sağlık ocağımızı teşrif ettiğini söyleyeyim."
Genç adamın gözleri kadının az evvel durduğu yere takıldı, boşluğa bakarken belli belirsiz gülümsedi.
Nefesini sıkıntılı bir şekilde bırakırken sağ tarafında bir hareketlenme fark etti. Tarık sağlık ocağından çıkmış yanına geliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZ - Bilahudud
General FictionBir dert edin kendine Adı İttihad-ı İslam olsun Çeçenya'nın dağları, Halep'in sokakları olsun Kudüs'ün zeytin ağaçları, Türkistan'ın mavi göğü olsun Tüm ümmetin kalp atışları senin sinende duyulsun Kandahar'da bir Müslüman "Âh!" çektiğinde Bir ağrı...