on ikinci bölüm

1K 157 82
                                    

tanrıya hakaret sevgiler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

tanrıya hakaret sevgiler

"cennet korosunda kuzenin de olacak, hafta sonu kiliseye gideceksin.'' yuji annesinin sözlerine karşılık başını eğdi, reddetmek gibi bir lüksü olamazdı. "pekala anne." annesi elleri ile sepetin altına serdiği küçük kareli bezi düzeltti. "dün,'' düşünceli gözüküyordu ve ağır ağır konuşuyordu. dinlendirici gözlüğünün üstünden oğluna baktı. ''pazar gününde olduğumuzu neredeyse unutuyordun."

megumi bağdaş kurduğu verandada, bir kilim üzerinde onları bekliyordu. istemeden konuşulanlara kulak misafiri oldu. yuji'nin asılan suratına göz ucu ile bakarken mutlu hissetmiyordu. "özür dilerim anne. dalgındım. bir daha olmaz."

şekerlenen elmalı turta, küçük bambu sepetin içine konuldu. bugün megumi ile birlikte, annesine eşlik edecekler katolik kilisesinin kasabaya henüz taşınmış yeni rahibine turta götürerek onunla tanışacaklardı.

saçlarını haftalardan sonra ilk defa ensesine doğru taramıştı ve dudaklarına biraz pembe nemlendirici eklemişti megumi. güzel gözlerinin rengini aralanan bulutlar daha da açığa çıkarırken, başlarına inen sarmaşıkların altında yuji'ye gülümsedi. o gülümsediğinde yuji'nin kalbinde hiç hissetmediği hisler dolup taşıyordu. arzu, sevgi, garipseme, korku ve suçluluk. tanrının kırbacı da hristiyanlar için böyle bir etki bırakırdı. kaçamak bakışlarının cesaretsizliği karşısında yuji bir kere daha mağluptu.

patikalar dar olsa da geniş olsa da birbirlerinden biraz bile uzakta durmadılar. megumi ve yuji'nin babası da birkaç ortaklık bulmuş, başka bir güne beyzbol maçına birlikte gitmek için sözleşmişlerdi. kısacası, megumi artık ailedendi ve bu yuji için tarifi imkansız bir mutluluktu.

ikili, yuji'nin annesine kısa bir telefon görüşmesi için biraz alan verdi. yuji'nin annesi birkaç sedir ağacı önlerinde kalırken, megumi dudakları aşağı kırılmış yuji'ye doğru döndü. annesi ile konuşmasının aklında döndüğünü biliyordu. çocuk o an ne hissediyorsa aynısını kalbinde bulabiliyordu megumi.
"kilisede çalışırken, ne fark ettim biliyor musun?" kafasını dağıtmasını istediği için ufak bir konuşma başlattı.

kahverengi parıltılar kendi gözlerine döndüğünde devam etti. "rahibe çarmıh dediğimizde titreyerek isa'nın gerilme şeklini alıyordu.'' gözlerini kısarak kısa bir kahkaha bıraktı. ''kasabalıların uydurdukları gibi başka bir kilisede çalışmıyor, aslında akıl hastanesinde." yuji ne hissedeceğini bilmeden gözlerini irileştirdi. "gerçekten mi?" megumi de bir tebessüm vererek önüne döndü. "gerçekten." gözlerini birbirlerinden kaçırarak güldüler.

basit bir konuşma bile tenlerine tatlı bir pembelik vermişti. "peki senin," dedi yuji çekinerek. sormadan önce dudaklarını biraz ıslattı. "inandığın bir din var mı?"

megumi'nin gözleri alçalan bulutlara karşı kısıldı. bir elini göğsüne getirerek hafifçe ovuşturmuştu. "bütün dinler ateşlere atılmamı emrediyorken, hangisine kabul edilebilirim?"

megumi, forbidden by god 𝙞𝙩𝙖𝙛𝙪𝙨𝙝𝙞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin