5.BÖLÜM--FİNAL---

1.7K 143 54
                                    

 Y/N: Koyu yazan yerlerde geçmişten bahsediyor ve hikayenin reenkarnasyon olduğunu unutmayın^^

12 Şubat 1449

Kurban ona verilen emiri yerine getirmiş köyün girişinde bekliyordu.

Ağlamaktan kurumuş gözleriyle ormana döndü. Derin bir nefes alarak iç çekti. Tüm hıçkırıkları ormanın diğer gürültüsüne karışmıştı, gözyaşları toprakta kurumuştu ve kalbi aynı ormanda kaybolmuştu. Duyguları, sevdiği adam hepsi sırtını döndüğü orman gibi geride kalmıştı. Şimdi sadece bomboştu.

Kafasını yavaşça yükselen güneşe doğru kaldırıp bekledi belki içindeki soğuk boşluğu doldurur diye. Ama ne gerçekler değişirdi ne de terk edilmenin sancılı yarasını iyileşirdi. İç çekerek dolan gözlerini yumdu.

Acının çok uzun sürmeyeceğini biliyordu.

Bakışlarını yere indirirken yüzleşmesi gereken gerçeklere doğru yürüdü. Sakin tutmaya çalıştığı adımlarla köyün içine doğru ilerledi.

Kaybolup giden cesaretine tutunmaya çalışırken karşılaştığı ilk yüz büyüyen gözlerle ona bakıp

“Kurban edilensin sen!” diye fısıldadı. Ses tonunda ki tek gerçeklik korkuydu.

Kan akmasın diye akıtılan kan, kurban edilen bedendi Yixing. Bildikleri tek ölüm onları almasın diye öne atılandı.

“Yaşıyorsun!” diye bağırdı korku dolu yüz ve hızlı adımlarla kaybolurken dalga dalga yayılmaya başladı ölü olması gerekenin geri döndüğü. Ve yeni ağarmaya başlayan güne rağmen şimdi herkes uyanıktı.

İlerlediği her sokakta korkan gözlerle ona bakan kalabalık artıyordu. Geçtiği her ev, döndüğü her köşe fısıldıyordu.

“O yaşıyor…”

"Hala hayatta..."

"Canavar onu uyarı olsun diye göndermiş.. "

"Lanetlenmiş..."

Herkesin aklını kurcalayan şeyler belliydi. Canavarı gören kimse yaşamamıştı, kimse oradan geri dönmemişti. Peki Yixing neden geri gelmişti. Onu özel yapan neydi ya da yaşamasını sağlayan karanlık… Evet en çok o karanlığın etraflarında olma ihtimali ürkütüyordu insanları.

Korkan gözlerin paniği, mırıltılarla karışınca ortaya çıkan dehşeti gördü Yixing... Kendisinin neyi beklediğini biliyordu.

Aldığı derin nefeslerle kendini sakinleştirmeye çalıştı. Ezbere bildiği yolda yürürken bakışlarını yere indirip görmemeye ve sesleri duymamaya çalıştı.

Evin önüne gelince duraksadı. İçeri girmeden önce havada dolaşan dehşetin onu şimdi almasını diledi. Annesini tekrar aynı hayal kırıklığına uğratmadan yok olmalıydı. Henüz kapanmamış yaranın tekrar deşilmesi, aynı şeylerin tekrar yaşanması... Hiç birini istemiyordu.

Çalmadığı kapı yavaşça açılınca ilk annesinin sesini duydu

“YİXİNG!”

Kafasını kaldırıp baktığı yüzde özlem vardı, sevgi vardı, telaş vardı ve endişe…

Kadın sımsıkı sarılıp içeri aldı oğlunu, dizine yatırıp saçlarını okşadı, öptü… Yixing gözleri kapalı beklerken iyice gömdü kendini annesinin kollarına. Acıyan kalbini annesinin sıcaklığına bıraktı ve kendini avutmasına izin verdi.

Derin bir nefes alarak ‘geçecek’ dedi kendi kendine. Evet birazdan acı, üzüntü, özlem, hüzün… hepsi geçecekti. Kendisi için endişelenmiyordu artık. Yavaşça doğrulup annesinin gözlerine bakarak

LOVE ME, AGAIN «bitti»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin