19. Bölüm

15K 1.7K 444
                                    

Merhabalar! Oylamayı unutmayın.

Apartmanın ortasında durmuş, ikimizde, babama bakıyorduk. O bizi gördüğü an gülümserken Emir geri adım attı. "Sizi bir arada görmek beni mutlu ediyor." dedi babam bize doğru yaklaşarak. "Sonunda kavuştuk."

Sırf yanında ki çocuk için gülümsemeye çalıştım ve kafamı salladım. "Baba." dedi küçük çocuk. "Ablam ve abim bunlar mı?"

Babam çoçuğa kafasını sallayınca, çocuk bize doğru geldi ve bacaklarıma sarıldı. Ne yapacağımı bilemeyerek bir süre bekledim ve daha sonra dizlerimin üzerine çökerek gülümsedim. "Merhaba!" dedim saçına dokunurken.

Arkasını döndü ve babama baktı. "Ablam çok güzel." dediğinde gülümsemem genişledi.

"Vallahi bende fark ettim oğlum." dedi babam bana daha çok yaklaşarak. "O çok güzel olmuş."

Emir hareketsizce durmuş sadece olanları izliyordu. Sanki haykırarak ağlamak istiyordu ama bunu babamın önünde uygulamak istemiyordu. Babam Emir'e doğru gidince Emir  hışımla arkasını dönüp yukarı çıkmaya başladı. "Baba, abim seni özlememiş." dedi küçük çocuk.

Hemen kafamı salladım. "Hayır, özledi aslında. Özlemez mi babasını? Sadece derslerde zorlanıyor, morali bozuk." diyerek yalan söylediğim de ikisi de kafasını salladılar. "E hadi yukarı çıkalım."

Onlar önden giderken bende peşlerinden gidiyordum. Evin kapısı açıktı. İçeriye girdiğimizde kapıyı kapattım ve annemin nerede olabileceğini düşündüm. Onlar içeri geçerken geleceğimi söyleyerek odaları gezmeye başladım. O anda annem çantasını hazırlamıştı. "Nereye gidiyorsun?" diye sordum.

"O gidene kadar annemde kalacağım." dedi ve sessizce kapıya doğru ilerledi. Aynı şekilde evden çıkınca bende içeriye girdim ve karşılarına oturdum.

"Nasılsın kızım? Okul nasıl gidiyor? Zayıflamışsın." diyerek konuştu babam.

"İyiyim. Okulda iyi gidiyor. Yazın zayıfladım." dedim. Gülümseyerek kafasını salladı. "Senin adın ne bakalım?"

"Samet." diye cevap verince gülümsedim. Samet, güzel bir isimdi. Samet'in eli karnına gidince ayağa kalktım.

"Aç mısınız?" diye sorduğumda ikisi de kafasını salladı. "O zaman ben gidip lahmacun alayım. Siz de duşa girin. Yorgunsunuzdur."

Babam, Samet'in kafasını okşayıp beni onayladığında hızla evden çıktım ve aşağıya indim. 'Çok şanslısın, Samet. Başını okşayan bir baban var.' Gözümde akmak üzere olan yaşı dindirmeye devam ederken birine çarpmam ile yolun ortasında durdum. "Evde olman gerekmiyor mu?" diye sordu Melih. Kafamı kaldırıp ona baktığım da gözlerimi görünce şaşırdı. Sanırım ağlamamak için zorluyordum ve gözlerim kızarmıştı. "Niye gözlerin kızarmış, Şirinem?!"

Sorduğu soruyla gözümden bir damla yaş düşünce bana sarıldı. Hani diyorlardı ya 'ağlayan birine, niye ağladın diye sorarsan daha çok ağlar' diye. Tamam ben ağlamıyorum ama ağlamak üzereyken sormuştu sonuçta ve bende tam bu durumdaydım işte. Neden soruyorsun ki Melih? Duyduğumuz korna sesi ile kaldırıma geçtik. Beni bir duvarın üzerine oturttu ve karşımda durdu. "Ne oldu?" diye sordu tekrardan. Gülümsedi ve telefonunu çıkartarak fotoğrafımı çekti. Ona şaşkınca bakarken, benimle selfie çekilmeye başlamıştı bile.

"N-ne yapıyorsun?" dedim göz yaşlarımı silerken.

"Ağlayınca, çirkin değilde daha da şirin oluyorsun." dediğinde ister istemez güldüm. "Hah güldün! Gördüm! Şimdi söyle niye ağlıyordun?"

Ayağa kalkıp yürümeye başladığım da o da beni takip etti. "Babam geldi." diye mırıldandım. "Uzun süredir burada değildi."

"Ne güzel işte kızım!" dediğinde ona bakmayı sürdürdüm. "Baban gelmiş işte!"

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin