hold me - 17

9.6K 455 218
                                    

keyifli okumalar, yorumlarda buluşalım bebeklerim!💘

Ağır ağır gözlerimi açıyorken huzur verici bir ses duyuyordum. Üzerimde hafif bir ağırlık var gibiydi. Çok sıcaklamıştım ama asla bunalmıyordum.

Gözlerimi tamamen açtığımda Henry'nin kafasını boynuma gömmüş şekilde uyuduğunu gördüm. Duyduğum sesin bir şarkı olduğunu anlamam da uzun sürmemişti. Telefonu aramızdaydı, boynumda uyuya kalmadan önce açmış olmalıydı.

Şarkının sözlerine kulak kabarttığımda gülümsedim. Yaptığı her şeyin bir anlamı olduğu gibi açtığı şarkının da bir anlamı vardı. Artık onu çözmeye başlamıştım. Onun gerçekten güzel bir kalbi vardı.

Henry'i rahatsız etmemeye çalışarak el yordamıyla telefonu bulduğumda müziği kapatmak için ekranı açtım. Şarkıyı tekrara aldığını görünce burnumdan güler gibi ses çıkararak nefes verdim. Şarkıyı kapattığımda telefonu kendi tarafımdaki komodine koydum.

Saat on bire yaklaşıyordu. Bu kadar uyumama şaşırmıştım ama asıl şaşırdığım şey Henry'nin hâlâ uyuyor olmasıydı. Normalde koşu yapar, duş alır ve beni uyandırmak için gelirdi. Anlaşılan bugün programını asmak istemişti.

Elimi saçlarına koyup hafif hafif oynamaya başladım. Birkaç dakika geçmedi ki, "Hmm..." diye bir ses duydum. Uyanmış mıydı? Uykusu gerçekten hafifti.

Başını hafifçe boynumdan kaldırdı ve gözlerini zorlukla aralayarak yüzüme baktı. Gülümseyip yüzünü sevdiğimde fısıldayadak, "Günaydın." dedim. Dudaklarını yalayıp başını bu sefer göğüslerimin üzerine koyduğunda uykulu bir sesle, "Günaydın bebeğim." dedi. Kullandığı kelime kulağıma farklı ve güzel gelirken bunu sık sık söylemesinin hoşuma gideceğini düşündüm. Kullandığı kelimeden çok uykudan yeni uyanmış sesi de beni etkilemiş olabilirdi. Çünkü gerçekten çok güzeldi.

"Beni uyuturken uyuya kaldın galiba?" dediğimde huysuz bir ses çıkardı. Sanırım başını göğüslerimin üzerinden kaldırmayı düşünmüyordu. Kaldırmasa da olurdu. Kafasının orada olmasını seviyordum.

Düşündüğüm şeyle sırıttım.

Sonunda kafasını kaldırdığında doğruldu ve üzerindeki tişörtü ense kısmından tutarak çıkardı. Sırtı bana dönükken vücudunu inceledim. Hem pürüzsüzdü hem de sırtındaki kas boğumları o kadar fazlaydı ki ona hayranlıkla bakmaktan kendimi alamıyordum.

Kendimi durduramayarak ileriye doğru uzandım. Parmak ucumla sırtına dokunduğumda tırnağımın ucuyla kürek kemiklerinin başladığı yere küçük bir dair çizdim. Bunu yapmamla kafasını yavaşça bana doğru çevirdi, tek kaşını kaldırarak bana baktığında, hepsi senin mi? dermiş gibi bir bakış atıp omzumu silktim.

Hepsi benim olabilir miydi lütfen?

Dizlerimin üstünde emekleyerek yatağın uç kısmına geldiğimde beline sarılırken yanağımı sırtına yasladım. "Üzerini giyin yoksa üzerine atlayacağım." Bir an ne dediğimi fark edemedim ve sesli düşündüğümü anladığımda sessiz bir siktir çektim.

Aniden gür bir kahkaha patlattığında dudağımı ısırdım ve yüzümü sırtına sakladım. Şu an deve kuşundan ne farkım kalmıştı...

Bileğimden tutarak vücudumu gövdesinden ayırdığında beni kucağına doğru çekti. Bacaklarımı iki yana açarak kucağına oturdum. "Doyumsuz bir kız olmaya mı başladın, yoksa bana mı öyle geliyor?" diye mırıldandığında kollarımı boynuna doladım ve kıkırdadım. Birazcık haklılık payı vardı.

just hold me • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin