yirmi beş

14.9K 1.4K 1.5K
                                    

Medya: 1.90 dediği anda birini hatırladım, Yalın'ım...

Masum İstanbullu Rümrüm lapa lapa kar yağmasını bekleyerek bölümü yazdı 🥺

Siz neler yapwak? Rümrüm finalleri yaklaşırken derslerinin arasında boğulwak.

Bulur muyuz 800 yorummm 🐍

***

Mehmet Koyuncu'dan.

"Abi ya!" diye çemkiren İrem ile sırıttım ve bir daha saçını karıştırdım.

"Ya sen benim saçımdan ne istiyorsun?!" dedi bağırarak. Öyle bir bağırmıştı ki, kulaklarıma ağrı girmişti.

"Aman!" dedim burun kıvırarak. "Senle de bir şey yapılmıyor." Dağınık olan saçlarını gösterdi ve laşlarını çattı yeniden.

"Şu saçlarıma bakar mısın? Senin eğlence anlayışın bu mu?" Pis pis sırıtmaya devam ettim.

"Evet." Gözlerini devirdi.

"Gıcıksın cidden ya! Sen benimle uğraşacağına İpek Abla'yı yengem yap." Bu sefer gözlerini deviren taraf ben oldum.

"İrem bıkmadın mı şu mevzudan? Yoruldum gerçekten, sana laf anlatamıyorum galiba. Ya da senin o kalın kafan almıyor benim laflarımı."

"Öküz olan insanların laflarını geri çeviren bir mekanizmayı sahip beynim var. Ondandır," diye cevap verdiğinde kaşlarımı çattım.

"Seni şimdi kum torbam olarak kullanayım da gör sen öküzü." Ofladı ve elindeki kitabı bırakıp bana yaklaştı.

"Ama bak önemli bilgiler aldım ben." Sözlerine kaşlarımı kaldırdım.

"Ne bilgisi?"

"Valla İpek Abla söyledi. Ama sen merak etmiyorsan sorun yok. Nasıl olsa İpek Abla dediğim an hemen konuyu kapatmaya çalışıyorsun. Anlatmama gerek yok bence," dediğinde kaşlarımı yeniden çattım.

"İrem!"

"Neyse," deyip kitabını aldı ve bana baktı yine. "Ben gideyim de çalışayım. Malum ders çalışmam çok önemli." Kolundan tuttum ve onu koltuğa yapıştırdım resmen.

"Söylediğin şeyin devamını getir lan! Yoksa gerçekten kim torbam olursun." Güldü.

"İyi tamam," dedi ve kitabını yeniden koltuğa bıraktı. Ellerini birleştirip konuştu. "Şimcik şöyle."

"İrem bokunu çıkarmadan anlat," dedim homurdanarak. Sırıttı.

"Peki." Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuştu. "Doğukan öküzü var ya?" dediğinde sinirlerim bozulmaya başlamıştı.

"O ne alaka şimdi?"

"İpek Abla'ya mesaj atıp özür dilemiş." Şaşkınlıkla gözlerimi açtım.

"Sen nereden biliyorsun bunu?"

"Dün görüntülü aradım onu. Birkaç tane test kitabım vardı. Onları gösterdim. Bir de önerdiği kitap varsa alırım diye konuştum. Söylediği kaynakları not aldım ve sonra nasıl olduğunu falan sordum. Ben öyle sorunca aslında anlatmak istediğim bir şey var dedi. İçimi dökersem rahatlarım dedi." Gözlerimi kıstım.

"O şerefsizi affetmiş mi yoksa?" İrem gözlerini devirdi.

"Abi salak mısın?" dediğinde omzuna vurdum bir tane.

"Düzgün konuş benimle! Sinirlendirme beni!"

"Tamam özür dilerim," deyip somurttu ve omzunu tuttu. "Acıttın ama." Ofladım.

Jelibon | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin