4. Bölüm

23.9K 956 316
                                    

Rüzgar'ın ağzından:
________________________

Şuan kendime çok kızgınım. Nasıl akıl edemedim meleğimin beni o halde göreceğini. Adamın dediklerinden sonra sanki aklım durmuştu. Şerefsiz benim küçük kızıma nasıl bakabilir. Onla işim bitmedi daha. Adamlarım biz orayı terk ettikten sonra şerefsizleri depoya götürdü. Ahh meleğim bunda bile bu kadar etkilendiyse mafya olduğumuzu duyunca kim bilir ne yapar. Hayır olmaz asla öğrenmicek. Buna asla izin vermicem. Bana korku gözlerle bakmasına dayanamam. Kucağımda uyuyan güzele kaydı gözüm. Çok güzel benim kızım. Ve çok da masum. Nasıl koruyacağımızı düşünürken bazen aklımızı kaçıracak gibi oluyoruz. Onu eve hapsedip kimseler görmesin istiyorum. Biliyorum çok bencilce ama o benim kızım. Benim elimde büyüdü. O anne ve baba olacak gereksizler mavi 6 yaşındayken terk ettiler bizi. Sadece para yolladılar. Zaten daha öncesinde de evi otel gibi kullanırlardı. Bize hiç sevgi vermediler. Madem sevmiyorsun niye 6 tane çocuk doğuruyorsun kadın değil mi. Ama o kadına minnet duymamı sağlayacak tek şey şuan kollarımın arasında uyuyor. Ne çok sevinmiştim o doğduğunda öyle. Kimselere vermek, göstermek istememiştim. Denizin kucağına zorla verdiğimi hatırlıyorum da ne çok kıskanmıştım onu kendi kardeşimden bile. Başka kimse dokunmasın istemiştim. Benim kızımdı o. Ben ilgilendim onunla hep. Okulda bile küçük kardeşimi görmek için dakikaları sayardım. Hatırladığım anıyla yüzümde bir tebessüm oluştu

(Rüzgar 12 Mavi 2 yaşında)

Sonunda eve gelmiştim. Hemen çantamı odama atıp Maviyi aramaya başladım. Neredeydi bu minik yaramaz. Daha yürüyemiyordu bile. Sonra bir çığlık sesi duydum. Oyun odasından geliyordu. Sonra kahkaha sesleri gelmeye başladı. Bu mavinin sevinç sesleriydi. Odaya yavaşça girdiğimde meleğim arkası bana dönük tek başına oturmuş oyun oynuyordu. Bir kere daha sinirlendim o küçük aklımla anne ve babama. Kardeşlerim okullarındaydı. Ve maviyi tek bırakmışlardı. Ya bir şey gelseydi meleğinin başına. Sonra bebeği birden kıpırdandı. Ayağa kalkmaya çalışıyordu sanki. Birden ayağa kalkıp bir adım attı ve kendisine döndü. O donup kalırken meleği onu görüp bir neşeli çığlık daha bastı. Kollarını abisine uzatırken bir yandan da adım atıyordu abisine. Sonra birden bir şey daha oldu

-A abi

Rüzgar şok geçirmişti. Aynı gün meleği hem yürüyüp hem konuşmuştu. Üstelik ilk kelimesi abiydi. Hemen meleğine koşup onu kucağına aldı. Kahkahalarla meleğini döndürmeye başladı. Meleği de ona o güzel kahkahalarıyla eşlik ediyordu. Bir yandan da el çırpıyordu. İki kardeş o gün evi kahkahalarıyla seslendirdiler

(Şimdiki zaman)

Rüzgâr yüzündeki tebessümü istemsiz bir şekilde daha da büyüttü aklına gelen bu anıyla. Eve geldiklerinde bulut arka kapıyı açtı. Meleğimle inerken onu sıkıca sardım. Yavaşça yukarı çıkmaya başlarken diğerleri de arkamdan geliyordu. Onu yatağıma yatırdım. Sonra üstündeki o kısacık şeyi görünce yine sinirlendim. Dolaptan kendi tişörtlerimden birini yavaşça meleğime giydirdim. Zaten elbise gibi oluyordu bizim tişörtlerimiz ona. Şortu hemen toprağa atıp

-Yok et onu aslanım  

Toprak elindeki şeye sinirle bakıp hemen kafa sallayıp koştu.

Üstünü örtüp bir öpücük kondurdum yanağıyla dudaklarının tam arasına. Sonra doğrulup bizi izleyen çocuklara bir işaret verip aşağı inmeye başladım. Onlar da meleğimi öpüp peşime takıldılar hemen. Salona geçip kendimi koltuğa attığımda toprak girdi içeri.

ABİLERİMLE DÜNYAM "TAMAMLANDI"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin