Jelibon | Texting

yirmi üç

Medya: efsaneyi hatırlayalım djsndnmwndnsndnnsmdmsmd of bu küpeden istiyom...

Sınavları bitti diyen sevinen Rümrüm iki üniversite okuduğunu hatırlamıştır ühühühühühü. Diğer üniversitenin sınavları da 13 gün sonra...

Rümrüm kafayı yewmek 🦍

Siz çalıştınız mı bakam 🐍

Bulur muyuz 800 yorum 🐍

***

Kadir Tütüncü'den. (kütüphaneye gittiği gün)

İrem'in sürekli çöpçatanlık yapması ve nasıl oluyorsa hep başarılı olması sonucunda yine kaybeden taraf ben oluyordum. Bu kızda şeytan tüyü vardı kesin. Resmen Esra ile beni zorla kütüphaneye göndermişti. 

Pis şeytan İrem.

Şeytan olwak.

Esra ile birlikte kütüphaneye yürürken göz ucuyla ona baktım. Yutkunarak hızlıca tekrar önüme döndüm. Ben şimdi bu kızla nasıl ders çalışacaktım ki? Aklım yerinden oynuyordu.

"Kadir?" diyen Esra ile bakışlarımı ona çevirdim.

"Efendiwm?" dedim yanlışlıkla. Sonra güldüm. "Goriller," dediğimde o da güldü.

"Goriller yüzünden konuşman kaymış." Sırıttım.

Kalbim onun yanında bana ihanet edip ritmini artırsa da sakin kalmak için elimden geleni yapıyordum.

Sakin olwak.

"Derslerin nasıl senin?" diye sordu Esra. "Pek konuşamadık." 

"İdare eder," dedim boğazımı temizleyerek. "Yani eskisine göre ilerleme kaydediyorum." 

"Peki aklında bölüm var mı?" diye sordu bu sefer de. Güldüm.

"Aslında net bir hedefim yok. Sadece çalışıyorum. Puanıma ve sıralamama göre karar vereceğim. Evet, belki hedef koymamak bazılarına yanlış geliyor ama ben böyle olmasını tercih ettim. Aklımda tabii ki araştırdığım ve istediğim bölümler de var. Sınav sonuçları açıklandığı zaman duruma göre hareket edeceğim. Belki mezuna bile kalırım." Esra iç çekti.

"İnşallah kalmazsın. Ben ilk sene kazanmayı çok istiyorum." Gülümsedim.

"O zaman senin net bir hedefin vardır." Başını salladı.

"Evet, var. Sınıf öğretmenliği istiyorum." Gülümsemem genişledi.

"Ne güzel. Senden çok güzel bir öğretmen olur." Sözlerim ile yanaklarını kızardığını fark ettim. Ben de yutkundum. Kalbim yeniden hızlandı.

Kalbim yerinden çıkwak.

Goriller yüzünden iyice konuşmam kayıyordu. Olsun, ben böyle konuşmayı seviyordum.

Kütüphanenin önüne geldiğimizde Esra'ya baktım. O da kenarda duran çay verilen yere bakıyordu. Hava  soğuk olduğu için çay almamız güzel olurdu. Boğazımı temizledim.

"Kütüphaneye çay ile girebiliyoruz," dedim tebessüm ederek. "İstersen çay alıp girelim." Esra başını salladı.

"Olur."

Beraber o tarafa gittik ve çay için birer tane karton bardak aldık. Çayın başında duran amcaya gülümsedim.

"Kolay gelsin amcam."

"Sağ ol evladım. Kütüphaneye mi gireceksiniz?" Başımı salladım.

"O zaman acele edin. Az önce on kişi falan kütüphaneden çıktı. Boşalan yerleri hemen kapın. Yer kalmaz size." Sırıttım.