23.Bölüm✔️

33.5K 1.8K 259
                                    

İyi okumalar dilerim.

____________________

Helikopterdeydik ve ben gökyüzünü izliyordum. Bir an başımı sağa doğru eğip tekrar camdan dışarıya baktım. O arada bir şey fark etmiştim. Yiğit'in gözleri üzerimdeydi. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Önüme dönüp Yiğit'e baktım. Gülümsediğimi görünce gülümsemişti.

"Manzara çok güzel. Onu izle."

"Sen daha güzelsin."

Ömer ıslık çalmıştı. Deli gibi sırıtabilirdim ama henüz rezilliğimin üzerinden çok bir şey geçmedi. "Çok romantiksiniz Bozkurt Bey. Evde çalışıyor musunuz acaba? Okan'ı çalışırken yakalamıştım." Gözlerimi yanımda oturan adama çevirdim. Kaşlarını çatmış Ömer'e bakıyordu.

"Evin girişinde boy aynası var ya, onun karşısına geçip iltifat ediyordu." Okan bana bakıp gözlerini kaçırdı. Elimi omuzuna koydum. "Utanılacak bir şey yok bunda. Bence çok tatlı bir şey." Gülümsedi. Ömer'e gözüm takıldı. Kötü bir şekilde sırıtıyordu.

"Ağzını açtığın taktirde kendini aşağıda bulursun. Umay kibar biri olabilir. Ama Asena için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." Ömer dudaklarını büzmüştü. "İntikamım çok fena olacak. Bekle beni Akrep."

Belirlenen bölgede helikopterden inip karakola doğru yola koyulduk. Geniş bir çember kurmuştuk. Başımda siyah bir bere vardı. Boyunluğumu da burnumun üzerine kadar çekmiştim. Sadece gözlerim görünüyordu.

Yolculuğumuz diğerlerinin sessiz kalmasıyla benim de birkaç parçayı sessiz bir şekilde mırıldanmamla son bulmuştu.

Karakolun karşında bulunan dağın üzerindeydik. Etrafa göz attım. Yiğit bana baktı. "Bence karakolun sol tarafı onlar için iyi bir seçim. Arkasından vurabileceklerini zannetmiyorum. Sağ taraf saçma bir tercih olacaktır." Başını aşağı yukarı salladı. "Ama yine de her yolu denemeliyiz. Bize saçma gelen şeyler, o akılsızlar için farklı bir fikir olabilir."

Yiğit'in yüzüne gurulu bir ifade yerleşti. "O zaman sahne sizin Asena Hanım." Gülümseyerek silahımı uzattım. Kendi silahını uzatıp ucunu dokundurdu. "Teşekkür ederim Bozkurt Bey."

Ömer ile postallarımızı birbirine vurduk. Okan ile normal bir şekilde vedalaşmıştık. Onların yanından ayrıldım. Ava giderken onları avlayacaktık.

"Ben Bozkurt, Tim komutanı." Yiğit sahneyi Bozkurt'a bırakmıştı. "Bugün ki göreviniz sadece kendinizi korumak. Kırk beş dakika sonra sahanın sağ cephesinde küçük bir kalabalık oluşturun. Sadece iki dakika dışarıda bekleyip korunaklarınıza geri dönün."

Yerimi aldığımda dürbünü elime aldım. Etrafımı inceledikten bir süre sonra Ömer konuştu. "Arka cepheden Akrep konuşuyor. Burası temiz." Kaldı üç. "Sağ cepheden Kartal konuşuyor. Her zaman doğru yoldayız. Temiz." Ömer'in kahkahasını duyuyordum.

"Sol cepheden Asena konuşuyor. Biz de her zaman kalpteyiz. Burası it kaynıyor." Ömer yine kahkaha attı. "Biri kalpten bahsediyor, diğeri doğru yoldan. Ön ve arka denilince aklıma iyi şeyler gelmiyor." Yüzümü buruşturdum. "Akrep, kes sesini!"

Ömer'in sesi kesik kesik geliyordu. "Asena bize bilgi ver." Vereyim bakalım.

"Yirmi kişi var. İki adet makineli tüfekleri var. Keskin nişancıları tam karşımda."

"Kartal, Akrep'in yanına geç. Üç bir yandan saracağız. Yakın temas istemiyorum. Asena, sebep ne olursa olsun ikinci bir emire kadar yerinden ayrılma."

"Emredersiniz komutanım!"

"Başlayalım o zaman."

Öncelikli hedefim keskin nişancıydı. Lazeri açıp alnına tuttum. Başını kaldırdı. Gülümseyip tetiği çektim. Makineli tüfekleri olan itleri de indirince çatışma başlamıştı.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin