Bir varmış bir yokmuş.

1.4K 272 205
                                    

Sırtımda hissettiğim ince sızıyla artık sabaha gebe olan gökyüzüne araladım gözlerimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sırtımda hissettiğim ince sızıyla artık sabaha gebe olan gökyüzüne araladım gözlerimi.

Soğuktan uyuşan uzuvlarımı canlandırmak için debelenirken gördüğüm suratla hareketlerimi saliseler içinde kestim.

Jisung yüzünü bana dönmüş uyumaya devam ediyordu. Hatta o kadar huzurlu duruyordu ki sanki göt donduran soğukta koyun koyuna uyumamışız gibiydi.

Aramızda hiç mesafe olmamasına rağmen bir temasımızın olduğu da söylenemezdi. Öylesine yakındık ama bilinçsiz hallerimiz bile dokunmamıştı birbirine.

Onun esmer teni soğuktan kızarmışken gözlerim yanıklı ellerine gitti.

Öylesine bir iz öylesine yanıklı bir el ve öylesine biri. Her şey öylesineydi aslında ama içine çekildiğim sonu dumanlı bir yol da yok değildi. Hissediyordum; hatta ve hatta ergenliğime, on yedi yaşıma ve sevginin ne demek olduğunu bilmememe rağmen.

Jisung da her ne kadar bilinçsiz bir huzurun kollarında olsa da kışın ayazı onu da uyandırdı en sonunda.

Şiş yüzünde iki ufak karanlık beliriverdi önce. Gözleri dünyaya geldi. Sonra bilinci de peşi sıra ardına takıldı gözlerinin, bakışları benimkilerde kenetlendi.

"Burada mı uyuduk?" dedi kaşları çatılırken.

Yavaşça uzandığı yerden doğruldu gözleriyle yıkık tapınağı taradı.

"Kaçtır ki saat?" dedi başını ovalarken. Dilimi yutmuş gibi onu izliyordum. Kaçtır ki saat Jisung?

"Yediye gelmiş herhalde gün aydınlanacak."

Jisung ayağa kalkıp çöpleri toplarken ben uzandığım yerden kıpırdamamıştım bile. Şu anki en büyük tepkimi veriyordum aslında. Konuşmadan durmak benim gibi biri için en alışılmadık durum olabilirdi.

"Kalksana yerden." dedi Jisung en sonunda başıma çöp dolu poşetle dikilip. Birbirimize anlamsızca bakarken ağzımdan küçük bir 'ha' ile uzandığım yerden kalktım. Soğuk daha da hissedilir olmuştu şimdi.

Jisung hiçbir şey olmamış gibi -ki hiçbir şey olmamıştı ama ben olmuş gibi davranmak istiyordum- tahta kapıyı çekip içeriye daha çok gün ışığı davet ederken ben de sonunda üstümü silkeleyip elimde çantam takıldım peşine.

Kasabaya doğru hızlı hızlı yürürken tek kelime etmiyorduk. Sonra aniden gelen farkındalıkla olduğum yere çöktüm. Öyle mecazen falan da değil, donmuş toprağa oturdum.

"Siktir!" dedim seslice.

"Siktir!"

Jisung şaşkınlıkla bana dönerken abartılı hareketlerimi sentezlemeye çalışıyordu.

"Annem evde olmadığımı anlarsa ağzıma sıçar." dedim suratımı ekşitip. Şurada oturup ağlamak istiyordum.

"Ailem rahattır demiştin sanki." dedi Jisung tereddütle yanıma çömelirken.

Rasputin 7inch. hyunsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin