dokuz

17.9K 1.8K 1.9K
                                    

Medya: Şu an ben

***

Mehmet Koyuncu'dan.

Evin önünde, arabanın içinde beklerken tekrar evin kapısına baktım. İpek hâlâ çıkmamıştı evden. İpek'in yanına Hanım koymayınca hâlâ garip hissediyordum. Arada şaşırıp İpek Hanım dediğimde gülüyordu bana.

Evin kapısının açıldığını gördüğümde arabadan indim ve İpek'e baktım. Bugün hastaneye gidecektik. Ona hastaneye gitmemesini ve artık iyi olduğunu söylemek istesem de susmayı tercih ettim. Bana laf düşmediğini biliyordum. Ya da karışmamdan rahatsız olabilirdi.

Psikolojik olarak hâlâ sağ bacağından şikayet ettiği apaçık ortadaydı. Babası da annesi de farkındaydı. Ama İpek hâlâ kabullenmemişti.

"Günaydın," diyen neşeli sesini duyduğumda ona baktım.

"Günaydın," dedim gülümseyerek ve diğer tarafa geçip kapıyı açtım. Arabaya binmedi ve bana baktı.

"Bugün hastaneye gitmiyoruz," dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.

"Nereye gidiyoruz peki?" diye sorduğumda tebessüm etti.

"Kardeşini ziyaret etmek istiyorum." Dudaklarım kıvrıldı.

"Zahmet etmeseydin."

"Saçmalama. Ne zahmeti? Ziyaret etmezsem içimde kalır. Ben de lisede rahat durmayan biriydim. Kardeşinle tanışmak istiyorum." Gözlerimi devirdim.

"Beladan uzak dursa şaşarım." Güldü.

"Mehmet?"

"Efendim?"

"Geçen sefer okuldan çıkarken birden ağlayıp sana sarılmıştım ya?" Yutkundum.

"Evet?" dedim sorarcasına.

"Umarım rahatsız olmamışsındır. Yanlış anlamanı da istemem."

Yanlış anlama mı? Yok canım ne alakası var? Alt tarafı bana sarıldın diye aklımı oynatıyordum.

"Yanlış anlamadım tabii ki," dedim ve boğazımı temizledim. "O an iyi olmadığını görünce destek olmak istedim." Gülümsedi.

"Teşekkür ederim." Ben de gülümsedim.

"Rica ederim."

"O zaman sizin eve," dedikten sonra arabaya binecekken yine bana döndü. "Kardeşin ne sever? Giderken alayım ona." Güldüm.

"Jelibona bayılır." Başını salladı ve arabaya bindi.

Ben de kapısını kapattım ve arabanın önünden dolanıp direksiyon başına geçtim. Bir an için karmaşık hissetmiştim. Kafam biraz karışmıştı. Sonra kendi içimde bir şeyleri yanlış anladığımı çözdüm.

İpek ve benden olma ihtimali yoktu zaten.

Hissettiğim şeyin bir anlık bir heves olduğunu biliyordum ve ona göre davranmalıydım. Zaten kim hemen ilk görüşte aşık olurdu ki? İlk görüşte veya kısa sürede aşık olmak bana çok saçma geliyordu.

Bu yaşıma kadar aşkın ne demek olduğunu öğrenmediysem şimdi de öğrenmek istemiyordum. Kafam böyle rahattı.

Tekrar kendime hatırlattım. İpek ve ben apayrı insanlarız.

***

Bizim evin önüne geldiğimizde İpek benden önce arabadan indi ve elindeki jelibon dolu poşeti bana doğru sallayarak güldü. 

"Kardeşin çıldıracak bence." Ben de güldüm.

"Buna eminim zaten." Birlikte apartmana girip bizim evin olduğu kata çıkarken İpek bana döndü.

Jelibon | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin