20.BÖLÜM

50.8K 2.1K 184
                                    

SELAM HERKEZE UZUN BİR ARADAN SONRA YİNE SİZLERLEYİM :) UMARIM BEKLEDİĞİNİZE DEĞER BİR BÖLÜM OLMUŞTUR :) BU BÖLÜMDEN SONRA FİNALE 4 BÖLÜM KALIYOR ŞİMDİDEN SÖYLEYİM :) BENİ KIRMAYIP BEKLEDİĞİNİZ İÇİN VE BENİ ANLAYIŞLA KARŞILADIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER HEPİNİZE SEVİLİYORSUNUZ... YORUMLARIMI YAZMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN CANLARIM :D

           10 GÜN SONRA

“Dolunay… Tanrı yardımcım olsun, eğer bu yemeği gönüllü olarak yemezsen…Burnunu sıkıp ağzına kaşığı sokacağım ve inan bana bunu yaparken büyük bir zevk alacağım..” Kemalin öfkeli ve sabrı taşmış sesi dolumayın kulaklarında yankılandı. Ve bu ses Dolunayı hem eğlendirdi hem de korkunun bedeninde gezinmesine yol açtı.

      Tanrım…diye düşündü genç kız 10 gün… Koskoca on gün Kemal neredeyse her an yanındaydı. Sağa sola emirler vermiş, önüne kim gelirse bağırmış, herkesi çileden çıkarmıştı. Kardeşleri –ki Dolunay onlara bayılıyordu- Ağabeylerinin bu durumunu gördükçe onunla dalga geçmiş zaten cinleri tepesinde olan ve her daim yaralı bir boz ayı gibi dolanan Kemalin öfkesini bu daha da körüklemiş ve hırsını alamayınca en sonunda evi terk etmişti. Son 4 gündür eve gündüzleri uğramıyor akşamları geldiğinde ise sadece ama sadece Dolunayla ilgilenerek diğerlerini yok sayıyordu.

    Ah… yok sayamadığı diğer kişi ise küçük kardeşi Elaydı. Kemalin yine sinirli bir anında Murat üzerine gelmiş sürekli konuşarak ve eleştirerek Kemali yine çileden çıkartmıştı. Kemal ağza alınmayacak kadar yakıcı küfürlerle kardeşinin üzerine atlamaya hazır bir panter gibi hızla Murata doğru hareket etmiş Dolunay nefesini tutarak ve korkarak iki kardeşe bakakalmıştı. Tam bu sırada nereden çıktığı belli olmayan minicik bedeniyle ela aralarına girmiş

“Kendinizden utanın…Burada hasta kız var. Şimdi ben sizi tekmeleyerek dışarı atmadan kendinize gelin yoksa ben yapacağımı bilirim” demiş ve olay iki kardeşin homurdanarak bir birinden uzaklaşması ile son bulmuştu.

      Dolunay Kemalin aşırı ilgisinden hem boğuluyor hem mutlu oluyordu. Genelde bütün yemeklerini – ki son günlerde gündüz yedikleri hariç- sanki dolunayın elleri yokmuş gibi kemal yediriyordu. Duş almasına yardım ediyor, duştan sonra özenle en ince ayrıntısına kadar Dolunayı kuruluyordu. Üzerini özenle giydirip saçlarını tarıyor ve yine özenle saçlarını kurulayıp örgü yapıyordu.

     Dolunay, Kemal saçlarını ilk ördüğünde aynadan şok olmuş ve fal taşı gibi açılan gözlerle Kemale baka kaldığında Kemal kısık bir kahkaha atmış kaşlarını kaldırıp “ güzelim gözlerini biraz daha açarsan yuvalarından çıkacak “ demiş ve eklemişti “Sen bana örgü yapmayı neren öğrendiğimi sormadan sana söylemicem “ demiş ve saçının ucuna toka takıp işini bitirmişti.

     Evet Dolunay hala Kemalle konuşmuyordu. 10 gündür Kemale karşı ağzından tek kelime çıkmamıştı. Diğer kardeşlerle uzun sohbetler ediyor gülüp eğleniyor asla ama asla Kemale tek kelime etmiyordu. Kemal bazen çıldırtacak kadar üzerine geliyor ama genç kızdan tek kelime dahi alamıyordu.

HUZUR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin