BÖLÜM 1

32 1 0
                                    

Küçük çocuk, birazdan yaşayacaklarından habersiz evlerinin önündeki küçücük bahçede, oyuncak sarı kamyonuyla kendi kendine "inşaatçılık" oynuyordu.. Kırmızı küreğiyle aldığı az miktar kumu, sarı kamyonunun dorsesine boşaltıyor, ardından ağzıyla kamyon taklidi yaparak az ötedeki kendi belirlediği inşaat alanına boşaltıyordu.

Derken babası kapıda belirdi. Üstünde hala akşamdan kalma bi hava vardı. Kırlaşmış saçlarını arkaya doğru taramaya çalışmışsa da hala dağınıktı. Gözleri neredeyse gözbebekleri seçilemeyecek kadar kızarmış ve şişti. 3-4 metreden kolayca hissedilebilecek derecede anason kokuyordu. Siyah kunduralarını bağlamak için eğildi fakat başı döndüğünden tekrar doğrulamayıp yere kapaklandı. Küçük çocuk bu olay karşısında istemsizce güldü. Bunu farkeden adam bir anda yerden kalkıp çocuğun üzerine yürüdü. Belindeki kemeri çıkarıp çocuğu dövmeye başladı.

Sesleri duyan yan komşunun küçük kızı Sibel'in ağlayışını duyan babası Recep dışarı fırladı. Olayı anlar anlamaz Recep: "Yahu Tufan delirdin mi sen? Ne yapıyorsun?" diye o tarafa doğru koştu ve adamı arkasından yakalayıp çekti.İkisi birlikte yerde boğuşmaya başladılar. Bunun üzerine Tufan, belindeki bıçağı çekip Recep'e sapladı. Recep, olduğu yerde kanlar içinde kalakaldı. Tufan, dizlerinin üzerinde güçlükle doğrulup yerde yatan Recep'e ne yaptığının farkında değil de anlamaya çalışıyormuş gibi birkaç saniye baktı. Ardından doğrulup hızla kaçtı. Çocukların ikisi de ağlayarak arkasından bakakaldılar.

Sibel'in annesi Saliha dışarı çıkıp da manzarayı görünce kulak çınlatan bir feryat koparıp kendinden geçti.. Sesleri duyan mahalleli hemen olay yerinde toplaştı ve acil servise haber verdi. Çocukları hemen Tayfunların evine götürdüler. Ama durum orada daha vahimdi. Tayfun'un annesi Hafize,karnından defalarca kez bıçaklanmış ve boğazı kesilmiş halde yerde yatıyordu. Bu ani şok yüzünden birkaç saniyeliğine derin bir sessizlik oluştu. Bu sessizliği bölen Tayfun'un küçük kardeşi Gülşen in ağlaması oldu. Oradakilerden biri hemen yatak odasına koşup onu sol tarafta duvar kenarındaki beyaz demirli beşiğinden aldı. yatağın yanına yere fırlatılmış olan kahverengi yün battaniyeye kundak yapıp boynuna asılı olan pembe emziğini ağzına koyduktan sonra bebeği dışarı çıkardı. Bu sırada Tayfun hala olan biteni anlama uğraşında bir annesinin boynundaki kocaman yarığa bir de etrafa ve duvarlara bulaşmış kana bakıyordu.

Ardından polis ve ambulansın o acı çığlığı duyuldu. Gerçi artık herşey için çok geçti.Polisler meraklı kalabalığı uzaklaştırıp o meşhur sarı "olay yeri" şeridini bahçe duvarının etrafına gerip dıştaki demir kapının yuvarlak kapı koluna düğümledi. Sağlık ekibi içeri girip kontrollerini yaptıktan sonra içerdekilerin tümünün öldüğünü teyit edip ekip arabasının yanında filmlerdeki gibi uzun boyu siyah güneş gözlüğü ve takım elbisesiyle dikkat çeken komiser Yusuf a bilgi verdiler. Küçük Tayfun ve Gülşen önce pedagog eşliğinde ifadeleri alınmak üzere karakola ardından çocuk esirgeme kurumuna götürüldü. Onlar için artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı..


DOWNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin