2.8

566K 5.9K 506
                                    

Kapıma gelip tişörtünü aldığı günden sonra Meriç'i bir daha hiç görmedim. Arkadaşlarım da onunla ilgili hiçbir şey anlatmamak konusunda anlaşmış gibi adını ağızlarına bile almıyorlardı. Onlar böyleyken ben de özellikle konuyu ona getirip nasıl olduğunu soramıyordum. Kendi kendimi yiyerek geçirdiğim günlerde Cansu'ya yardım ederek ve edebiyat kulübü için pano hazırlayarak oyalanıyordum. Neşe, Berkan'ın kendinden yaşça büyük bir sevgilisi olduğunu öğrenmişti. Bu da ayrıldığımızdan beri süren sessizliğinin bir nedeniydi. Şaşırmamıştım. Onunla birlikte gitmeyi kabul etsem ikimizin de sonunda pişman olacağımızı biliyordum. Kalbini kırsam da ikimiz adına doğru kararı verdiğim için mutluydum. Belki Berkan ile gitsem, yakalandığımızda babam beni yanına almak yerine annemle anlaşır ve bir yatılı okula verirlerdi. O zaman Meriç ile tanışmamış ve muhtemelen şimdi sadece üniversite derdi olan bir öğrenci olurdum. Bazen onu dinlese miydim diye düşünüyordum. Bazen... Çok çok çok bunaldığımda.

Yaz okulu bittiği gibi Eskişehir'e gidecektim. Annem beni bekliyordu. Eskişehir aynı zamanda Berkan demekti. Oraya gittiğimde beni görmezden gelmeyecek ya da ilişkisi var diye benden kaçmayacaktı. Onu tanıyordum. Bunun için endişelenmiyor, hatta bir ilişkisi olduğuna seviniyordum. Bu karşılaşmamızı onun için de daha anlayışlı hale getirecek bir gelişmeydi.

Eskişehir özlemini içime dolduran annemle mesajlaşmamıza son verdikten sonra saçlarımı taradım ve uyumak için yatağa tırmandım. Yeni bir mesajla annemin konuşmayı uzatmak istediğini düşünmüştüm ama telefonu elime aldığımda yanıldığımı gördüm. Mesaj atan Meriç'ti.

Gönderen: Meriç

Aşağıdayım.

Habersiz geçen günlerin sona erdiğini haber veren mesajla kalbim yeniden canlanmışçasına atıyordu. Neden burada olduğunu sormadan yeni bir mesaj daha yazdı.

Camı aç.

Hızlıca yataktan kalkıp odanın kapısını kilitledim. Camı araladıktan birkaç dakika sonra içeri girmişti. Huysuz ve uykusuz gözüküyordu.

"Neden geldin?"dedim ona dair merak ettiğim onca başka şey varken.

"Babam seni görürse... Bu yaptığın çok tehlikeli. Eskiden alacağım cezanın da azarın da bir anlamı olabilirdi ama şimdi yok yere olacak her şey. Birlikte bile değiliz. Senin yüzünden babamla aramı bozmak istemiyorum."

"Ne tuhaf!"dedi abartılı bir imayla. Neden böyle yaptığını bildiğim halde ellerimi belime koyup kaşlarımı kaldırdım.

"Benimle tam da bu yüzden görüşmeye başlamadın mı? Beni kullandın hani?"

Devam etmesi için beklediğimde pis bir koku almış gibi yüzünü buruşturup yüzünü ovuşturdu. Odayı kokladım. Onu hatırlatsın diye aldığım vanilya kokulu süs haricinde bir şey kokmuyordu.

"Her şeyi ne çabuk unutuyorsun!"

"Bunları konuştuk, bitti."

"Ne kadar basit!"dedi alayla.

"Gerçekten umursuyor musun?"

"Soru cevap için geldiğimi mi sanıyorsun?"

"Ne için geldiğin önemli değil. Senin isteklerin geçerli değil şu anda. Babam gelebilir."

"Uyumak istiyorum."

Bunu görebiliyordum.

"Pardon?"

Onu anlamamış gibi gözükmek canımı sıkıyordu ama başladığım şeyi ona karşı bile korumam gerekiyordu. Onun karanlık yanından vazgeçtiğini görmeden bozamazdım. Yoksa her şey anlamını yitirirdi. Onun yüzünden ben Kemik'ten birine güvenmek zorunda kalmıştım. Bunun bir anlamı olmalıydı.

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin