23

811K 16.8K 1.4K
                                    

Ders ders ders.

Semih'in saçma hayalleri, bana bakıp göz kırpması ve benim göz devirmelerim. Tuhaf bir şekilde bundan rahatsız olmuyordum. Yani oluyordum da öyle değil. Saçmaydı işte ama sadece beni sinir etmek için yaptığını hissediyordum.

Son zil çaldığında garip bir heyecanla ellerimin titrediğini fark ettim. Cansu ve Ömer servise yetişmek için çoktan çıkmıştı. Ben biraz oyalanarak hareket ettiğimden arkada kalmıştım.

Giriş kata indiğimde etrafa biraz bakındım. Onu göremeyince telefonuma sarıldım. Mesaj vardı.

Gönderen: Meriç

Okulu en son terk etmeyi mi düşünüyorsun? Kaçtıysan başın belada.

Gülümserken bir mesaj daha geldi.

Sakar olanlar yürürken telefonla oynamamalı. Önüne bak.

Durup önüme baktığımda merdivenlere sadece iki adımım olduğunu gördüm. Beni görebiliyordu. Kafamı kaldırınca okulun demirlerine yaslanmış halde olduğunu gördüm. Sabırsız gözüküyordu.

Bunu fark edince adımlarımı hızlandırdım. Yanına gittiğimde yaslandığı duvardan ayrılıp durağa döndü. "Sonunda! Hadi, gidelim!"

Olduğum yerde kalıp bir teklif sundum. "Cidden gelmek zorunda değilsin."

"Uzatma artık."deyip yürümeye başladı. Peki...

Ona yetiştiğimde "Nereye gideceğimizi biliyor musun?"diye sordum. Çünkü Cansu'nun bahsettiği birkaç yer dışında hiçbir yer bilmiyordum. Şu yükü üzerimden almasını cidden isterdim.

"Minibüse biner misin prenses hazretleri?"diye alay ettiğinde gözlerimi devirdim.

"Tahmin ettiğinden daha çok kullandım."

Dudağını yukarı kıvırdıktan sonra "O zaman önden lütfen."dedi. Kibarlığına tek kaşımı kaldırarak cevap verdikten sonra minibüsün merdivenlerini tırmandım.

Yanıma oturduktan sonra "Çok sık görüşüyoruz."dedi. Hakkında yazılanları hatırlayınca sırıtmadan edemedim.

"Yıllarca inşa ettiğin düzenin bozulduysa kusura bakma."

Meraklı bir ifadeyle bana dönüp "Ne düzeni?"diye sordu. Ağzımdan çıkanlara karşı bu kadar ilgili olması hoşuma gitmişti. Daha farklı bir konudaki özenli yorumlarımla bu tepkiyi almak isterdim. Onu düşüncelerimle etkilemenin ne kadar önemli olduğunu yeni fark ediyordum ama o bunun üstüne düşünmeme fırsat bile vermiyordu. İstediği cevabı alabilmek için bedenini iyice bana dönmüş yüzüme direkt olarak bakarken "Daldın gittin!"dedi ve parmaklarını yüzümün önünde şıklattı.

"Pardon."dedim utanarak.

"İyi misin?"

"Evet. Şey. Aklıma başka bir şey takılmıştı. Ee..." Aklımdakinin peşine düşmesini istemediğinden cevabına geri döndüm. "Biriyle ikiden fazla görüşmeme düzenin."

Bu cevap onu gülümsetirken yeniden arkasına yaslanınca ben de rahatladım. Aklımdakilerin peşine düşmesini istemiyordum.

"Matematiğin bu kadar kötüyse sözel okumalısın. Seninle en az dört kez görüşmüşüzdür."

SAYMIŞ!

Yüzümde oluşmak isteyen kocaman gülümsemeyi zorlukla bastırıp camdan dışarı baktım.

Saymış.

"Ne için sayıyorsun? Yeni bir bırakma noktası mı belirledin yoksa?"dedim kendimi topladıktan sonra.

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin